Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3311 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23383 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 18.07.2014Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün davacı ve davalı avukatları tarafından temyizi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Dava; 09.07.2009 tarihli iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelirlerin tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir. Anılan madde kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, işveren ve 3. kişiler rücu alacağından kusurlarının varlığı halinde sorumludurlar.Sigortalı tarafından işveren şirket hakkında açılan ... Asliye Hukuk (İş Mahkemesi sıfatıyla) Mahkemesi’nin ... tarih ve ... esas ve ... karar sayılı tazminat davasında ; işveren şirket % 75, sigortalı %25 oranında kusurlu bulunmuş, hükme esas alınan rapor ve tazminat dava dosyası eldeki dosya içine alınmamış, böylece denetime imkan sağlanmamıştır.5510 sayılı Yasanın 21. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta; 5510 sayılı Yasanın 21. maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde, güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir. (Hukuk Genel Kurulu 17.01.2010 tarih 2010/10-10 Esas, 2010/14 Karar sayılı Kararı)2-5510 sayılı Kanunun “İş Kazası Ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin Ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Anılan maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır.Mahkemece, tazminat davası da gözetilerek,işçi sağlığı ve iş sağlığı ile iş kazasının meydana geldiği alanda uzman bilirkişilerden kusur oranve aidiyetini mevzuata ve oluşa uygun olarak belirleyen kusur raporu alındıkktan sonra, gerçek zarar tavan hesabı yaptırarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı ve davalı vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.