Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) MahkemesiDava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Somut olayda; davacının Adalet ve Kalkınma Partisi Polatlı ilçe teşkilatında 20.01.2004 tarihinde büro sekreteri olarak çalışmaya başladığını, parti ilçe teşkilatında kesintisiz büro sekreteri olarak çalışmasına rağmen sigorta bildirgesinin 2006 yılında 202 gün ile Polatlı Belediyesinin yemek ihalesini alan işletme üzerinden yapıldığını, 2007-2008 yılları parti teşkilatında çalışması kesintisiz devam ettiği halde sigorta bildirgesinin verilmediğini, 2009 yılı 10. ayından itibaren giriş bildirgesinin parti ilçe teşkilatı olarak verildiğini beyan ederek 20.01.2004 - 19.10.2009 tarihleri arasında davalı işyerinde hizmet akdiyle çalıştığının tespitini talep ettiği, mahkemece istemin reddine karar verildiği görülmüştür.Dosya incelendiğinde, davacının davalı işyerinden 19.10.2009 - 21.11.2011 tarihleri arasındaki hizmet süresinin davalı Kuruma bildirildiği, davalı işyerinin 01.10.2009 tarihinde kanun kapsamına alındığı anlaşılmaktadır.Mahkemece; davalı işyerinin 01.10.2009 tarihinde 5510 sayılı Yasa kapsamına alındığı, dosyaya ücret bordrosu veya hizmet sözleşmesi sunulmadığı, dinlenen tanıkların davacının arkadaşı oldukları ve doğrudan görgüye dayalı somut ifadeleri bulunmadığı, bordro tanığı da tespit edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.Davalı iş yeri, her ne kadar, 01.10.2009 tarihinde kanun kapsamına alınmışsa da dosya içerinden söz konusu iş yerinin daha önce faaliyette olduğu anlaşılmaktadır. Davalı işveren, davacının bildirimden önceki dönemde hizmet akdine bağlı çalışmadığı, gönüllülük esasına göre çalıştığı iddia edilmişse de bu iddia hayatın olağan akışına aykırı bulunmaktadır.Mahkemece; söz konusu iş yerine yapılan tebligat, kargo ve bunun gibi gönderilerin kimin adına yapıldığı araştırılmalı, zabıta marifetiyle, ihtilaflı çalışmayı bilebilecek aynı yörede komşu veya benzeri işleri yapan başka işverenler ve bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sonradan dinlenen tanık beyanları ile daha önce dinlenen tanık beyanları arasında çelişki oluşması halinde, bu çelişki giderilmeye çalışılmalı, böylece bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 15.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.