Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 297 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 17746 - Esas Yıl 2016
Mahkemesi :İş Mahkemesi No : 2015/434-2016/276 Dava, davacının malullük aylığı tahsisi istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 53 ve devamı maddeleri ile 5510 sayılı Kanunun 25 ve devamı maddeleridir.5510 sayılı Kanunun 27. maddesinin 2. fıkrasının “Malûllük aylığı, …b) Malûl sayılmasına esas tutulan rapor tarihi yazılı istek tarihinden sonra ise rapor tarihini, … takip eden ay başından itibaren başlar.” hükmü gözetilerek davacıya rapor tarihini takip eden ay başı olan 01.12.2013 tarihinden itibaren malullük aylığı tahsisine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması; 2-Davacıya Kurumca, 01.11.2013 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı tahsis edildiğinin belirgin olması karşısında, 5510 sayılı Yasanın 54. maddesinin 1. bendinin “Hem malûllük hem de yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya, bu aylıklardan yüksek olanı, aylıklar eşitse yalnız yaşlılık aylığı, … bağlanır.” hükmü gözetilerek, davacıya 01.11.2013 tarihinde bağlanan yaşlılık aylığı miktarı ile ödenmesi gereken malullük aylığı miktarı Kurumdan sorulup belirlenerek, anılan tarihten itibaren yukarıda zikredilen yasal düzenlemeler çerçevesinde ödenmesi gereken aylık türü tespit edilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hem malullük hem de yaşlılık aylığı tahsisine yol açacak şekilde hüküm kurulması;3-Kabule göre de, yargılama giderleri (hüküm tarihinde yürürlükte bulunan) 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 323. maddesinde sayılarak, (ğ) bendinde vekâlet ücretine de yer verilmiştir.29.05.1957 gün ve 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekâlet ücretine, diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükmedilmesi gerekir.Kanunda yazılı hâller dışında, yargılama giderlerinin, aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir (HMK m. 326/I). Davada iki taraftan her biri kısmen haklı çıkarsa, mahkeme, yargılama giderlerini tarafların haklılık oranına göre paylaştırır(HMK m. 326/2).Hukuk Muhakemeleri Kanununun 326. maddesinde tarafların kusuru değil, davada haklı çıkma oranları göz önünde tutulmuştur.Eldeki davada; davacının dava dilekçesinde açıkça tarih belirtmemesi nedeni ile dava tarihi olan 17.04.2006 tarihinden itibaren malullük aylığının bağlanmasını istediği, Mahkemece, davacıya 01.11.2013 tarihinden itibaren malullük aylığı tahsisine karar verildiği halde, dava dilekçesindeki talebe göre kısmen haklı çıktığı belirgin olan davalı Kurum lehine, avukatla temsil edildiğinden, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan tarife uyarınca vekalet ücretine karar verilmesi ve davalı Kurumun kabul ret oranına göre yargılama gideri ile sorumlu tutulması gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.01.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.