Mahkemesi : İstanbul Anadolu 4. İş Mahkemesi Tarihi : 18.07.2013No : 2009/997-2013/375Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün davacı ve davalı Kurum vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi kapsamında, inceleme ve değerlendirme yapılarak, sonucuna göre karar verilmelidir. Bu bağlamda; bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkindir. Bu nedenle, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu çerçevede hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyerek, gerekli araştırmaların re'sen yapılması ve kanıtların toplanması gerektiği, göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun 4. maddesinde, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. ”Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Hizmet tespitine yönelik davalarda, çalışma ilişkisinin nitelik ve süresinin belirlenmesinde, bu yöndeki işyeri bilgi ve belgelerine ulaşılmada, kısacası, davanın sübutu ve verilen kararın infazı açısından, işverenin kim olduğunun bilinmesinde yasal zorunluluk vardır. Bu nedenle, sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin hangi işverenler tarafından düzenlenmiş olduğu tespit edilip, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre, sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.Somut davada, davacı 01.01.1979-01.05.2003 tarihler arasında çalıştığını ve bu sürelerin tespitini talep etmiş olup, hizmet cetvelinde, davacının, Mahmut Göksu tarafından, 01.11.1985-31.12.1985 tarihler arasında, S.. G.. tarafından ise, 02.01.1986 ile 08.04.2003 tarihler arasında giriş çıkışlar yapılmak suretiyle ve bazı aylar kısmi şekilde bildirimler yapılmış olup, Mahkemece, bildirim yapılan dönemler arasında kısmi bildirim yapılan aylar tama iblağ edilerek hüküm tesis edilmiştir. Dava, G.. Ticaret –D.. D..Yetkili Servisi’ne karşı açıldığı, daha sonra, yeniden G.. Ticaret – M..G.. unvanlı işyeri aleyhine dava açılarak, anılan dosyanın daha sonra eldeki dosya ile birleştirildiği, hüküm kurulurken ise çalışmaların, Göksu Ticaret – Mahmut G.. ünvanlı işyerinde geçtiğinin kabul edildiği tespit edilmiş olup, davacının, 02.01.1986 ile 08.04.2003 tarihler arasında giriş çıkış yapılmak suretiyle ve bazı aylar kısmi şekilde dava dışı S.. G.. yanında da çalışmaların bildirildiği hususu dikkate alınarak S.. G..’nun da davaya dahil edilerek toplanacak delillere göre hüküm kurulması gerekmektedir.Nitekim 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Tarafta iradi değişiklik" başlıklı ve "Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hakim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir..." şeklinde ifade edilen 124. maddesinin 4. fıkrası da bu yöndedir. Gerektiğinde ilgili taraf aleyhine de davayı teşmil edip, davalı olarak katılımı sağlanıp göstereceği deliller de dikkate alınarak varılacak sonuca göre hüküm tesis etmek gerektiği dikkate alınmalıdır. Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair hususlar incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 10.02.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.