Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2833 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 17926 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İş Mahkemesi Tarihi : 26.05.2014Dava, 31.07.2010 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ve yapılan tedavi masraflarının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı olay tarihinde yürürlükte olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 21. maddesidir. Anılan maddenin birinci fıkrası hükmü, sigortalıya ya da ölümü halinde hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan harcama ve ödemelerin işverenden rücûan tahsili koşulları düzenlenmiş olup; işverenin sorumluluğu için, zarara uğrayanın sigortalı olması, zararı meydana getiren olayın iş kazası veya meslek hastalığı niteliğinde bulunması, zararın meydana gelmesinde işverenin kastının veya sigortalının sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketinin ve bu hareket ile meydana gelen iş kazası ve meslek hastalığı arasında illiyet bağının bulunması gerekir. Buradan, işverenin, işçilerin sağlığını koruma ve iş güvenliğine ilişkin mevzuatın kendisine yüklediği, objektif olarak mümkün olan tüm tedbirleri alma yükümlülüğünü yerine getirmemesi ve bu nedenle iş kazası veya meslek hastalığı şeklinde sosyal sigorta riskinin gerçekleşmesi hâlinde, kusur esasına göre meydana gelen zararlardan S... Kurumuna karşı rücûan sorumlu olduğu sonucu çıkarılmaktadır.Mahkemece herhangi bir kusur raporu aldırılmaksızın, Kurum denetmen raporu nazara alınarak sorumluluk belirlenmiş ise de, tarafların iddia ve savunmaları değerlendirilip, zararlandırıcı sigorta olayındaki kusur oran ve aidiyetleri konusunda işçi sağlığı ve iş güvenliği konusunda uzman olan bilirkişi heyetinden oluşan uygun kusur raporu alınıp sonucuna gore değerlendirme yapılması gerekmektedir. Öte yandan, itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, diğer koşulların yanında takibe konu alacağın likit olması da zorunludur. Anılan tür bir alacaktan söz edilebilmesi için ise gerçek tutarın belli ve sabit olması veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için alacağın tüm unsurlarının bilinmesi ya da bilinebilecek durumda bulunması gereklidir. Buna göre, alacağın likit nitelikte olduğunun kabulü için borçlu tarafından tutarın araştırılarak belirlenmesi olanağının varlığı yeterlidir.Dava, iş kazası sonucu yaralanan sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödeneği ile yapılan tedavi giderlerinin tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olup, davalının kusur oranının belirlenmesi yargılamayı gerektirdiğinden, icra inkar tazminatı yönünden istemin reddine karar verilmesi hususunun gözetilmemesi yerinde görülmemiştir. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı şirkete iadesine,10.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.