Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 28206 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24213 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Gediz Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTarihi :06.06.2013No :2009/513-2013/287Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan C.. A.. ve S.. D.. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, 16.12.2009 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirler ile yapılan cenaze gideri nedeniyle oluşan sosyal sigorta yardımlarının rücuan tahsili istemine ilişkin olup davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 21. maddesidir. 1-) 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun “İş kazası ve meslek hastalığı ile hastalık bakımından işverenin ve üçüncü kişilerin sorumluluğu” başlığını taşıyan 21. maddesinin birinci fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği açıklanmıştır. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Buna göre, gelirlerin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerleri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak maddi zarar karşılaştırması yapılıp, düşük (az) olan tutar, sorumluların kusur oranı toplamına uygulanarak hüküm kurulması gerekmektedir.Mahkemece, gerçek zarar tavan hesabı yapılmaması isabetsiz olup, işveren Şirketin temyizinin bulunmaması nedeniyle bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.2-) 5510 sayılı Kanunun 21. maddesinin dördüncü fıkrası, üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir. Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalığın üçüncü kişinin kusuru sonucunda meydana gelmesi halinde rücu edilecek miktar ise; sigortalı ya da hak sahiplerine yapılan ödemelerin tümünün, bağlanacak gelirlerin ise başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısının, davalıların toplam kusur karşılığından oluşmaktadır. Somut olayda; üçüncü kişi konumundaki davalıların sorumlu olduğu miktar belirlenirken, ilk peşin değerlerin toplamının, davalıların kusur karşılığına hükmedilerek, üçüncü kişi konumundaki davalılar yönünden rücu edilecek miktarın fazla belirlenmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan C.. A.. ve S.. D.. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan C.. A.. ve S.. D..'e iadesine, 18.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.