Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27711 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24417 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Karabük İş Mahkemesi Tarihi : 23.09.2014No : 2013/100-2014/266Asıl dava, Kurumun ölüm aylığının iptaline yönelik işleminin iptali ve aylığın yeniden bağlanması, birleşen dava ise, yersiz ödenen ölüm aylıklarının tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Hakkında verilen 15.03.2012 tarihli boşanma kararı 09.04.2012 tarihinde kesinleşen davacıya, 14.01.2012 tarihinde yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, Kurumca gerçekleştirilen işlemle kesilerek, 19.04.2012-18.03.2013 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahahkkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında; eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle, Anayasa'nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüğünden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise adına ödeme yapılabilecek özel olarak açılan banka hesabı bulunup bulunmadığı belirlenmeli, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, Kurum işlemine dayanak tutanakları tutan görevliler dinlenilmeli, böylelikle, “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.İnceleme konusu davaya ilişkin olarak ise; Kurum işleminin dayanağı 31.12.2012 tarihli denetim raporundan sonra boşanılan eşin adres değişikliği yoluna gittiği, bu tarihe kadar aynı adreste kayıtlı oldukları, tanık beyanları ile boşanılan eş adres kayıtlarının çelişkili olduğu hususları değerlendirilmeli, az yukarıda yazılı ve yargılama aşamasında yapılmayan araştırmalar yapılmalı, var ise diğer muhtar ve azalar belirlenerek tanıklıklarına başvurulmalı, emniyet araştırması sonuçları dikkate alınmalı, davalı ve boşanılan eşin GSM, bankalar ve medula sağlık sisteminde yer alan adresleri dava konusu dönem gözetilmek suretiyle araştırılmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece, eksik inceleme ve araştırma ile hak sahibi yönünden kabul, Kurum yönünden red kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.