Mahkemesi :Adana 6. İş MahkemesiTarihi :05.06.2014No :2012/509-2014/454Dava, prime esas kazancın tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı G.. B.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’na, davalı işveren tarafından ödenen ve ödenmesi gereken primlerin miktarının belirlenebilmesi amacıyla, prime esas kazancın tespitinde, gerçek ücretin esas alınması koşuldur. Davanın niteliği gereği, çalışma olgusunun her türlü delille ispatlanabilmesine karşılık ücretin ispatında bu denli bir serbestlik söz konusu değildir. Çalışma olgusunun her türlü delille kanıtlanması olanağı bulunmakla birlikte; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2010/10-481 Esas, 2010/524 Karar ve 2005/21-409 Esas, 2005/413 Karar sayılı kararlarında da belirtildiği üzere ücret alma iddialarının yazılı delille kanıtlanması zorunluluğu bulunmaktadır. Ücret miktarı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 1. maddesinin 2. fıkrası uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 288. maddesinin “Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri dörtyüz milyon lirayı geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma (ibra) gibi herhangi bir sebeple dörtyüz milyon liradan aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.” hükmünü, anılan yasanın 289. maddesinin ise “288'inci madde uyarınca senetle ıspatı gereken hususlarda yukardaki hükümler hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakatı halinde tanık dinlenebilir.” hükmü takip etmektedir. HMK’nun Geçici 1. maddesinin ikinci fıkrası delaletiyle HUMK 288. maddesinde (6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 200. maddesi) belirtilen sınırları aşıyorsa, tespiti gereken gerçek ücretin; hukuksal geçerliliğe haiz olarak düzenlenmiş bulunmaları kaydıyla, işçinin imzasının bulunduğu aylık ücreti gösteren para makbuzları, banka kayıtları, ticari defter kayıtları, ücret bordroları gibi belgelerle ispatı mümkündür. Yazılı delille ispat sınırın altında kalan miktar içinse tanık dinletilebilir. Tespiti istenen miktar sınırı aşıyor olsa bile varlığı iddia edilen çalışmanın öncesine ve sonrasına ait yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belgeler bulunuyorsa da tanık dinletilmesi mümkündür. Somut olay, incelendiğinde; davacı, davalı işyerinde 20.01.2008 - 31.11.2010 tarihleri arası çalıştığını, en son 2300,00TL ücret aldığını, prime esas kazanç bildiriminin davalı Kuruma işverence asgari ücret olarak bildirildiğini, davalı işveren tarafından eksik bildirilen prime esas kazançların tespitine karar verilmesini istediği görülmüştür. Mahkemece, davalı şirket kayıtlarından davacının hesabına aktarılan miktarların bir kısmının birebir örtüştüğü, ancak, yapılan ödemelerin hiçbirinde maaş ödemesi veya ücrete ilişkin açıklık olmadığı, yılbaşı ikramiyesi, bayram harçlığı, kira yardımı ve araç taksi ücreti olduğu, davacı tarafından yazılı delil sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, ücret iddiasının ispatının tam olarak yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmıştır. Mahkemece, ücret hususunda yazılı belge olmadığına dayanılmıştır. Ücretin ispatı konusunda yukarıda bahsedildiği üzere, yazılı, delil arandığı, şayet, yazılı delil başlangıcı sayılabilecek belge, ya da, belgeler bulunması halinde tanıkla da ispatın mümkün olabileceği hususları göz önüne alındığında, dosyaya celp edilen, davacı ve davalı işverene ait banka hesap dökümünün bilirkişi marifetiyle incelemesinde yapılan havalelerin büyük bir kısmının birebir örtüştüğü, yapılan ödemelerin her ay düzenli yapıldığı ve asgari ücretin üzerinde olduğu , davalı işverinin yapılan havalerin iş avansı olduğunu belirterek kabul ettiği, dosyada bulunun bilgi, belge ve tanık anlatımları, banka kayıtları birlikte değerlendirildiğinde, davacıya maaşın elden ödendiği, yapılan ödemelerin iş avansı olduğu iddiası karşısında süreklilik arz edecek şekilde asgari ücretin çok üzerinde iş avansı olduğunun ileri sürülmesi hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve davacıya yapılan ödemelerin ücretine ilişkin ödemeler olduğu, alacak dosyasınında belirlenen ücret miktarı ve yapılan havale miktarları dikkate alınarak prime esas kazanç tutarı belirlenerek, sonucuna göre karar verilmesi gerektiği anlaşılmaktadır. Mahkemece yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istemi halinde davacıya iadesine 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.