Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27576 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16296 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Gaziantep 1. İş MahkemesiTarihi :26.09.2013No :2009/5-2013/328Dava, davalılardan işverene ait olan inşaat işyerlerinde 1992 yılı Mart ayı ile 2003 yılı Ağustos ayı arasında kalan dönemde davacının kalıpçı olarak kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesi istemine ilişkindir.Mahkeme, bozma ilamına uyduktan sonra yaptığı yargılama sonunda davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Uyulmasına karar verilen Dairemizin bozma kararının gerekleri yerine getirilmemiştir.Dairemizin bozma kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10’uncu maddesidir.Anılan Kanunun 6’ncı maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde; sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar kamu düzenine ilişkin olduğundan özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. 506 sayılı Kanunun 2’nci maddesinde tanımını bulan “sigortalı” tabiri, bir hizmet akdine dayalı olarak işveren tarafından çalıştırılan kişi olup, hizmet akdinin temel unsuru, zaman ve bağımlılıktır.Başka bir deyişle, davacı belirli bir zaman içinde işverenin her an ve her durumda denetimi altında çalışıyor ve emeğini işverene tahsis ediyor ise, bu durumda aralarındaki ilişki bir hizmet akdi ilişkisidir. Kuruma bildirilmeyen sürelerde hizmet akdi ile çalışıldığına ilişkin tespit davalarında, davacı taraf iddiasını her türlü delille ispat edebilir.Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde; davacının çalışmasının gerçekliği, işin ve işyerinin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla; davacının çalıştığını söylediği davalı işverene ait olan işyerlerinin dava konusu dönemin tümünde inşaat işyerlerinde tutulması gerekli dosya, puantaj kayıtları ve ücret bordroları ile Kurumdaki tüm belge ve kayıtlar celbedilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, davacı tanıklarının davacının çalıştığına ilişkin beyanlarına değer verilmeli, tanık M.. G..'in davalı işverene karşı açtığı anlaşılan hizmet tespiti davasının sonucu araştırılmalı, dinlenen davacı tanıklarının dava konusu dönemde çalışmalarının Kuruma bildirildiği tüm işverenler belirlendikten sonra, bu işverenlerin davalı işverenle herhangi bir bağlantısı olup olmadığı belirlenmeli, davacı farklı işyerinde çalışmışsa, neresi olduğu ve davalı işverenle bağlantısı araştırılarak hak düşürücü süreye uğrayan dönem olup olmadığı irdelenmeli, davaya konu inşaat işyerlerinin inşaat ruhsat tarihi, iskan ruhsat tarihi belirlenmeli, davalı Kurumda eksik işçilik kaydı olup olmadığı araştırılmalı, gerektiğinde mahallinde keşif yapılarak çalışmaları Kuruma bildirilen sigortalılarla davaya konu inşaatların yapılmasının mümkün olup olmadığı, davacının çalıştığını iddia ettiği “kalıpçılık” işinin iddia edilen sürelerde yapılmasının mümkün olup olmadığı belirlenmeli ve böylece davacının çalışmasının niteliği, süresi, mevsimlik olup olmadığı, kesinti veya askıya alınma durumunun olup olmadığı irdelenerek, davacının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği, ya da bildirim dışı kaldığı hususu gereğince ve yeterince araştırılmalı ve dava konusu döneme ilişkin olarak gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir. Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.