Mahkemesi : İstanbul 19. İş Mahkemesi Tarihi : 17.06.2014No : 2014/91-2014/289Dava, müfettiş incelemesi sonucu iptal edilen kısmi yurtdışı borçlanması nedeniyle iptal edilen yaşlılık aylığının bağlanması, Kurum işleminin iptali ve menfi tespit istemine ilişkindir.Mahkeme, müfettiş raporunun aksi yazılı belgeyle ispatlanamadığından davanın reddine karar vermiştir.Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-) 03.02.1987-09.03.1989 tarihleri arasında yurtdışında geçen çalışmalarını borçlandığı 3201 sayılı Kanun kapsamındaki sürelerde birleştirilerek yaşlılık aylığı almaya hak kazandığı anlaşılan davacının, müfettiş incelemesi sonucu yurtdışında çalıştığı işverenin iflas ettiği gerekçesiyle iptal edilen 25.05.1988-09.03.1989 tarihleri arasında kalan dönemin; 3201 sayılı Kanunun 1. maddesindeki, "Türk vatandaşlarının yurt dışında 18 yaşını doldurduktan sonra, Türk vatandaşı iken geçen ve belgelendirilen sigortalılık süreleri ve bu süreleri arasında veya sonunda her birinde bir yıla kadar olan işsizlik süreleri ... bu Kanunda belirtilen sosyal güvenlik kuruluşlarına prim ödenmemiş olması ve istekleri halinde, bu Kanun hükümlerine göre sosyal güvenlikleri bakımından değerlendirilir." hükmü çerçevesinde değerlendirme yapıldığında, yurtdışında geçmesi durumunda çalışma olmasa bile, yurtdışında geçen işsizlik süresi niteliğinde geçerli bir borçlanma, dolayısıyla sigortalılık olarak kabul edilmesi gerekir.2-) Öte yandan, 5510 sayılı Kanunun 59. ve 100. maddeleri uyarınca Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları/müfettişleri tarafından tutulan tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerlidir. Diğer bir anlatımla; yetkili kişilerce düzenlenen ve tarafların ihtirazi kayıt koymaksızın imzaladığı tutanaklar aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olup, aksi ancak yazılı delille kanıtlanabilir. Ne var ki, aksi kanıtlanıncaya kadar geçerli olan "tutanaklar" ile ifade edilen; Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları/müfettişleri tarafından belgelere dayalı olarak düzenlenmiş olanlar ile belgeye dayalı olmamakla birlikte düzenlenmesinde hazır bulunan işveren, işçi veya üçüncü kişi beyanları uyarınca düzenlenerek doğruluğu ilgili kişilerin imzaları ile tasdik edilen ve imza inkarına konu olmayan tutanaklardır.Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından yapılan incelemelere dayalı tutanakların değerlendirildiği ve varılan sonucun yazıya geçirildiği raporların, sadece memur veya müfettiş tarafından düzenlenmiş olmaları, anılan raporların 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesi ile 5510 sayılı Kanunun 59. ve 100. maddeleri kapsamında aksinin yazılı delille kanıtlanması gereken belgeler olarak kabulleri için yeterli değildir. Buna göre, özellikle, rapor veya ekli tutanaklarda imzası bulunmayanlar yönünden, söz konusu tutanakların aksinin yazılı delille kanıtlanması yükümünden söz etmek mümkün değildir.Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları/müfettişleri ve iş müfettişi raporlarının, rapora dayanak alınan tutanaklar ile birlikte değerlendirilmesi ve ancak belirtilen nitelikteki ekli tutanakların anılan Kanun kapsamında aksi sabit oluncaya kadar geçerli belge olduğunun kabulü, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 92/son maddesinin açık hükmü karşısında zorunludur. Somut olayda, belgelere dayalı olarak düzenlenmediği ve düzenlenmesinde sigortalının hazır bulunmadığı anlaşılan davaya konu müfettiş tutanağının aksinin yazılı delille kanıtlanmasının gerekmediği ve aksi durumun hertürlü delille ispatlanmasının mümkün olduğu gözetilmelidir.Mahkemenin, bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.