Mahkemesi :İş MahkemesiDava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın, davalılar ..., ..., ..., ... ve .... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddine, davalı .... yönünden açılan dava atiye terk nedeniyle bu davalı yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davalılar ..., ... yönünden davanın kabulüne; birleşen davanın davalılar ..., ... ve ... yönünden davanın zamanaşımı nedeniyle reddine, davalılar ..., ..., .... Belediye Başkanlığı, ...., ..., ... yönünden kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan ..., ... vekilleri ve ..., ..., ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1- Yokluğunda verilen hükme karşı davalılar ... ve ... avukatı tarafından 17.09.2015 tarihinde temyiz yoluna başvurulduğu, kararın 8 günlük yasal süresinde temyiz edilmediği gerekçesiyle mahkemece 06.10.2015 tarihinde temyiz dilekçesinin reddedildiği, redde ilişkin ek karar 13.10.2015 günü kendisine tebliğ edilen davalılar vekilinin 7 günlük yasal süresi içerisinde 20.10.2015 tarihinde bu kez ek karara yönelik olarak temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre; tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. 6099 sayılı Yasa'nın 3. maddesi ile eklenen aynı maddenin 2. fıkrasına göre ise, bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat bu adrese yapılır.Aynı Kanun'un "Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina" başlıklı 21. maddesine, 6099 sayılı Yasa'nın 5. maddesi ile eklenen 2. fıkrasında; "gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup. Muhatap adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır" hükmü yer almaktadır.7201 sayılı Yasa'nın 10. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde, kişilere getirilen adres kayıt sistemi zorunluluğu ile birlikte işleyişin kolaylaştığı dile getirilmiş, yapılan yeni düzenlemeyle, öncelikle yine bilinen en son adrese tebligat yapılacağı, tebligatın yapılmasını isteyenin veya tebligatı çıkartan makamın bildirdiği adresin, tebligata elverişli olmadığının anlaşılması ya da bu adrese tebligat yapılamaması halinde, muhatabın 5490 sayılı Kanun'a göre adres kayıt sistemindeki adresinin bilinen en son adresi olarak kabul edileceği ve tebligatın buraya yapılacağı açıklanmış, değişiklik ile birlikte adres kayıt sistemi dışında başkaca adres araştırması yapılmasının gerekmeyeceği vurgulanmıştır.7201 sayılı Yasanın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin Kanun gerekçesinde ise, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Muhatap o adreste hiç oturmamış ya da adresten ayrılmış dahi olsa tebligat iade edilmeyecek, 21/2. madde gereğince işlem yapılacaktır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir.Dava dosyasından, davalılar ... ve ... adlarına çıkartılan gıyabi hükmün tebliğine zaptına ilişkin tebligatın muhatabın nerede olabileceğine dair yapılması gereken araştırmalar yapılmaksızın ve ilk kez doğrudan tebligat Kanunu'nun 21/2 maddesi kapsamında yapıldığı, gerekçeli kararın tebliğ işleminin yöntemince yerine getirilmediği, dolayısıyla esasa ilişkin hükmün yasal süresinde temyiz edildiği anlaşıldığından, davalılar ... ve ... avukatlarının temyiz dilekçesinin reddine ilişkin 06.10.2015 tarihli ek kararın BOZULMASINA,2- Davacı Kurum ile davalılardan ..., ... vekilleri ve ..., ... ve ...'ün esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 16.04.2014 tarih, 2013/10-1027 Esas ve 2014/528 Karar sayılı ilamında ayrıntıları açıklandığı üzere; yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. Anayasanın 36. ve HMK. 27. (HUMK'nun 73.) maddelerinde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre; mahkeme, tarafları dinlemeden, onları iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin (davetiyenin) davadaki önemi büyüktür. Asıl olan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka dava ve duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün imkan tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir.Açıklanan yasal düzenlemeler çerçevesinde somut olayda; dava dilekçesi ve duruşma günü, davalılardan ......'e yöntemince tebliğ edilmeksizin savunma hakkı verilmemek suretiyle davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davacı Kurum ile davalılardan ..., ... vekilleri ve ..., ..., ...'ün bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istem halinde davalılardan ..., ..., ..., ... ve ...'e iadesine, 08.03.2016 günü oybirliğiyle karar verildi.