Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 27441 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22728 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Ankara 8. İş Mahkemesi Tarihi : 28.12.2012No : 2010/971-2012/1164Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Savunma hakkı Anayasanın 36. maddesinde güvence altına alınmış, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 73. maddesi (01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 27. maddesi) ile Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin "Adil Yargılanma" başlıklı 6. maddesinde de ayrıca düzenlenmiştir. Dava tarihinde yürürlükte olan anılan 73. madde hükmüne göre mahkeme, tarafları dinleyip; onları iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için usulüne uygun biçimde davet etmedikçe hüküm tesis edemez. Somut olayda, dava dilekçesinin davalı adına Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Tebligat Kanununun 21 inci maddesine göre, muhatap veya adına tebligatı kabule kanunen yetkili kimseler adreste yok ise tebliğ imkansızlığının söz konusu olduğu bu durumda tebliğ memuru soruşturma işlemini yapmalıdır. Zira Tebligat Kanununun 21 inci maddesine göre kapıya yapıştırma tarihinin tebliğ tarihi kabul edilebilmesi için muhatap sadece tebligatın yapılacağı sırada adreste bulunmamalı ve fakat tevziat saatlerinden sonra o adrese geleceği belirli olmalıdır. (HGK. 13.10.1965 tarih ve 2/793-360; 16.09.1981 tarih ve 7/2371-604) Ayrıca, 11.01.2011 tarihinde kabul edilen ve 14.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanun ile “Adres Kayıt Sistemi” esas alınarak 7201 sayılı Tebligat Kanununda bazı değişiklikler yapılmıştır. 6099 sayılı Kanunun 9.maddesi ile değiştirilen 7201 sayılı Tebligat Kanununun 35/2.maddesine göre “Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.”Yine, 7201 sayılı Tebligat Kanununun 10.maddesi gereğince; “Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresine yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir.” hükmü 6099 sayılı Kanunun 3.maddesinde; “Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi kabul edilir ve tebligat buraya yapılır” olarak açıklanmıştır. Buna göre; Tebligat Kanununun 21/2.maddesi; (6099 sayılı Kanunun 5.maddesi ile getirilen değişiklik) gereğince “Gösterilen adres, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıcıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmünü ihtiva eder.Davada ise, davalının Mernis adresi olduğu belirtilerek, ".. Mahallesi, ... Sokak, 1A/1 Yıldırım/Bursa adresinde Tebligat Kanununun 21. maddesine göre tebligat yapıldığı, oysa UYAP ortamında yapılan araştırmadan adres kayıt sistemindeki adresinin "Z..Mahallesi, G.. Sokak No:5 ..."olduğu anlaşılmakta olup, davalının adres kayıt sistemindeki adresi araştırılmadan dava dilekçesinin anılan davalıya yöntemince tebliği ve taraf teşkili sağlanmadan; davalının savunma hakkı ortadan kaldırılarak davanın esasına girilip hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir. O hâlde, hükmü temyiz eden davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 19.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.