Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davanın yasal dayanağı 6183 sayılı Kanunun 58. maddesi ve 01.10.2008 tarihinden sonra tahakkuk eden prim borçları nedeniyle de 5510 sayılı Kanunun 86. maddesidir. Davacı, kendisine ait arsa üzerinde konut inşası için dava dışı ... ve ... ile 11.6.2010 tarihinde “anahtar teslim” sözleşme imzalandığını, işin yarım bırakıldığını, davalı Kuruma başvurduğunda 1.1.2011-1.10.2011 dönemine ilişkin adına prim borcu çıkarıldığını, bildirim yapılan kişilerin sözleşme imzalanan şahısların akrabası olduğunu, fiilin çalışmadıklarını, borçlu olmadığını ve ödeme emirlerinin iptalini talep ettiği, Mahkemece, anahtar teslimi sözleşme olduğu, dava dışı ...'ün bu durumu kabul ettiği, davalı kurumun denetim yapıp işyeri kaydını dava dışı yüklenici adına oluşturması ve dava dışı işverenlerden prim borçlarının tahsili gerektiği gerekçesiyle davanın kabulune karar verilmiştir. Eldeki davada; 11.6.2010 tarihinde yapımcı firma ... İnş. Firması adına ... ve ... ile bina alıcısı davacı ... arasında davacı adına kayıtlı arsa üzerinde 5,5 ayda tamamlanmak üzere “proje-inşaat safhasında satış sözleşme” adı altında sözleşme imzalandığı, davacı adına kayıtlı taşınmaza ilişkin her türlü işlemlerin yapılması için 27.8.2010 tarihinde ... noterliğinde düzenlenen vekaletname ile dava dışı ...'ün vekil tayin edildiği, bu vekaletnameye dayanılarak ... 21.12.2010 tarihinde davalı Kuruma başvurusu üzerine aynı yerde bina işi için davacı adına ... sicil nolu işyeri tescili yapıldığı, ... sicil nolu işyerinden ..., ... ve ... adına sigortalı çalışmalarının bildirildiği, prim borçlarının ödenmemesi üzerine davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin 19.2.2013 tarihinde tebliğ edildiği ve davanın 23.2.2013 tarihinde açıldığı dikkate alındığında süresinde davanın açıldığı, Mahkemece, sözleşmede imzası olan gerçek kişiler olan ... ve ...'ın dahili davalı edilmeleri talebinin reddine karar verilmesine rağmen karar başlığında gösterilmesi hatalı ise de uyuşmazlık konusu husus onlarında hak alanını ilgilendirdiğinden dahil edilmemesi, sözleşmenin anahtar teslimi olup olmadığı, işverenlik sıfatının kime ait olduğu belirlenmeden, vekaletnameye karşı dava açılıp açılmadığı ve yapılandırma başvurusu yapılıp yapılmadığı araştırılmaksızın eksik inceleme sonucu karar verildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece yapılacak iş, öncelikle onlarında hak alanını ilgilendirdiğinden ... İnş. Firması adına imzası bulunan dava dışı ... ve ...'ın davaya dahil edilerek husumet yönetilerek, davacı adına olan işyerinden bildirim yapılan sigortalıların tanık olarak beyanlarına başvurularak ücret ve emir talimatı kimden aldıkları sorularak işverenlik sıfatının kime ait olduğu belirlenmeli, sigorta olayına konu inşaatın bulunduğu arsa ve işyeri kaydı davacı adına kayıtlı ise de; davalılar arasındaki hukukî ilişkinin niteliği, özellikle ceza dosyasındaki ... ifadesinde, prim borçlarının kendisine ait olduğu söylemiş olması karşısında, davacının kendisine ait arsa üzerine bina inşaat işini anahtar teslimi suretiyle verip vermediği üzerinde durulmalı, davacı tarafından ...'ün vekil olarak tayin edildiği vekaletnameye ilişkin açılmış bir dava ve davalı Kuruma yapılmış yapılandırma başvurusu bulunup bulunmadığı araştırılarak karar verilmelidir.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 19.1.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.