Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26970 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 22418 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Bursa 7. İş MahkemesiTarihi : 08.07.2014No : 2012/168-2014/414Dava, 10.01.1978 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştirHükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı, 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesidir. Bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Sigortalılık başlangıcının tespitine ilişkin YHGK’nun 01.06.2011 gün ve 2011/307 E -2011/366 K sayılı ve 21.09.2011 gün ve 2011/527 E-2011/552 K sayılı ilamlarında bahsedildiği üzere, 506 sayılı Kanunun 108. maddesi uyarınca, sigortalılık başlangıcı yönünden salt işe giriş bildirgesi verilmiş bulunması yeterli olmayıp, ayrıca, Kanunun 2. maddesinde öngörülen şekilde fiili çalışmaların aranması da gereklidir. Fiili veya gerçek çalışmayı ortaya koyacak belgeler, işe giriş bildirgesiyle birlikte 506 sayılı Kanunun 79. maddesinde belirtilen ve sigortalının çalışma gün sayısını, kazanç durumu çalışma tarihleriyle birlikte ortaya koyan aylık sigorta gün bilgileri ile Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliğinin 17. maddesinde belirtilen dört aylık prim bordroları gibi kuruma verilmesi zorunlu belgelerdir. Yöntemince düzenlenip süresi içinde kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alınmış olduğunu gösterirse de, fiili çalışmanın varlığının ortaya koyulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. Sigortalılıktan söz edebilmek için, çalışmanın varlığı, Yargıtay uygulamasında 506 sayılı Kanunun 79/8. maddesine dayalı sigortalılığın tespiti davaları yönünden kabul edilen ilkelere uygun biçimde belirlenmelidir. Zira, sigortalılığın başlangıcına yönelik her dava, aynı zamanda sigortalılığın tespiti istemini de içerir. Aksine düşünce, özellikle yaşlılık aylığının kabulü için öngörülen sigortalılık süresi yönünden çalışanlar ile çalışmayanlar arasında, adaletsiz ve haksız bir durum yaratır. Bu nedenle, işe giriş bildirgesinin verildiği, ancak, yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda, çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı ve Anayasa’nın 60. maddesinde tanımlanan sosyal güvenlik hakkının niteliği gereği bu tür davalarda, hakim, doğrudan soruşturmayı genişleterek, sigortalılık koşullarının oluşup oluşmadığını belirlemelidir. Bunun için, bu tür davalarda, işyerinde tutulması gerekli dosyalar ile Kurumdaki belge ve kanıtlardan yararlanılmalı, ücret bordroları getirtilmeli, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, işyeri çalışanları saptanmalı ve sigortalının hangi işte ne kadar süre ile çalıştığı açıklanmalı, gereğinde komşu işyerlerinde çalışanlarının bilgilerine de başvurularak, gerçek çalışma olgusu, somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır. Dava konusu somut olayda; davacı, dava dışı meyve suyu fabrikasında geçen çalışmaları nedeniyle 10.01.1978 tarihinin sigorta başlangıç tarihi olarak tespitini istemiş, Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Eldeki somut olayda; davacının, Niğde Meyve Suyu Fabrikasında çalıştığını belirttiği, dava konusu işe giriş bildirgesinin verildiği Antalya'da bulunan işveren ile Niğde'de çalışıldığı iddia edilen işverenlerin farklı olduğu, bildirgedeki imzanın davacıya ait olmadığının belirlendiği, işyeri bordro tanığının ise bu çalışmayı doğruladığı, dolayısıyla, davanın reddine dair verilen kararın, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğu anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece; dosyada mevcut belgeler gözetilmek suretiyle, davacının dosyaya ibraz ettiği 1601199638631 ve giriş bildirgesinde yer alan 11542042 sigorta sicil numaralarına ait şahsi sicil dosyaları ile giriş bildirgesindeki 18493.05 12 sicil sayılı işveren E. S.. ile çalışıldığı iddia edilen meyve suyu fabrika işyerine ait işyeri dosyaları (2743) ve dava konusu döneme ilişkin bordrolar, Kurumun ilgili müdürlüklerinden celbedilmeli, işverenler arasında organik bağ olup olmadığı araştırılmalı, bordrolardan re'sen tespit edilecek tanıkların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacı sigorta sicil numarasının hangi yıla ait serilerden olduğu sonraki çalışmalarında kullanılıp kullanılmadığı Kurumdan sorularak belirlenmeli, ... Meyve Suyu Gıda San. AŞ.'nin ticaret sicil müdürlüğünden kayıtları celbedilmeli, bu konuda gerekli tüm soruşturma yapılarak, uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip, takdir edilerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeksizin, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine, 16.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.