Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 268 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 21731 - Esas Yıl 2012





....Davacı, 5510 sayılı Kanun'un 28. maddesi kapsamında yaşlılık aylığı tahsisine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.15.01.1988-10.03.1997 tarihleri arasında 159 gün 506 sayılı Kanuna, 11.09.1998-07.02.2003 tarihleri arasında 4 yıl 4 ay 26 gün 1479 sayılı Kanuna, 01.10.2004 tarihinden itibaren de kesintisiz olarak 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı bulunan davacının, 13.02.2009 tarihinde malullüğü nedeni ile yaşlılık aylığı talebinde bulunduğu, Kurumca malullüğü gerektirir rahatsızlığın ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce mevcut olduğu ve şartları oluşmadığı gerekçesi ile talebinin ret edildiği, Kurumun ret kararı üzerine 18.01.2011 tarihinde eldeki davanın açıldığı anlaşılmakla, davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun 28. maddesidir. 5510 sayılı Kanunun 28. maddesinin 4. fıkrasında “Sigortalı olarak ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce 25 inci maddenin ikinci fıkrasına göre malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya özürü bulunan ve bu nedenle malûllük aylığından yararlanamayan sigortalılara, en az onbeş yıldan beri sigortalı bulunmak ve en az 3960 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığı bağlanır.” hükmü ile, ilk defa çalışmaya başladığı tarihten önce malûl sayılmayı gerektirecek derecede hastalık veya özürü bulunan ve bu nedenle 25. madde çerçevesinde malullük aylığı tahsisi şartları bulunmayan sigortalıların yaşlılık aylığı şartları düzenlenmiş bulunmaktadır.Kurum yönünden bağlayıcı olan ...09.07.2010 tarihli raporu ile çalışma gücü kaybı oranının %60 olduğu belirlenen davacı yönünden, tahsis talep tarihi itibariyle, anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde 21 yıl sigortalılığı bulunduğu, ancak, 3314 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödenmiş olması nedeni ile, tahsis şartlarının bulunmadığı belirgin ise de, 01.10.2004 tarihinden./..-2- itibaren devam eden 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı nedeni ile, davacının, dava tarihi itibariyle toplam 4009 gün sigortalılığının bulunduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, anılan maddenin 10. fıkrasının “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendinde belirtilen sigortalılara yaşlılık aylığı bağlanabilmesi için ayrıca, yazılı talepte bulunduğu tarih itibarıyla genel sağlık sigortası primi dahil kendi sigortalılığı nedeniyle prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması zorunludur.” hükmü gözetilerek, davacının 2926 sayılı Kanuna tabi sigortalılığı nedeni ile prim borcunun varlığı araştırılarak, varlığı halinde, usul ekonomisi gözetilerek davacıya prim borcunu ödemesi için makul bir süre verilerek, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 17.01.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.