Mahkemesi : Uşak 1. İş Mahkemesi Tarihi : 18.12.2013No : 2011/1367-2013/844Dava, iş kazasında, vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerin, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesince tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın ve birleşen davanın kısmen kabullerine, kısmen reddine karar verilmiştir.Hükmün, taraflar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.5510 sayılı Kanunun 21. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, iş kazasında kusurlu olanlar davacı Kurumun rücu alacağından kusurları karşılığı sorumludur. Kusurun belirlenmesinde ise; zararlandırıcı sigorta olayının ne şekilde meydana geldiğinin, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak belirlenmesi ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, konusunda uzman sayılacak kişilerden seçilecek bilirkişi heyetinden, aynı olay nedeniyle daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza dosyaları varsa, bu dosyalardaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde kusur oran ve aidiyeti konusunda rapor alınması gereklidir.Mahkemece herhangi bir kusur raporu aldırılmaksızın, tazminat davasında aldır??lan ve işveren davalıyı %70, sigortalıyı %30 kusurlu bulan son kusur raporu esas alınarak karar verilmiş ise de; 21.Hukuk Dairesinin 2012/ 6138-2013/ 1252 sayılı açıklamalı onaması ile kesinleşen ve hak sahipleri tarafından açılan tazminat dosyasında, kazalının %30 kusurunun olaya uygun olduğu, ancak %70 oranındaki kusur dağılımı bakımından, dava dışı Organize Sanayi Bölgesinin de kusurunun bulunabileceği belirtilerek, bu durumun ileride açılacak rücu davasının konusu olması gerektiğinin vurgulanmış olması karşısında, açılan tazminat davasında kusur oranları kesinleşmemiş olup, işbu davada hükme esas alınması olması isabetsiz bulunmuştur.Mahkemece, öncelikle olayının ne şekilde oluştuğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak çelişki giderilerek belirlenmeli, 5510 sayılı Kanunun 21. maddesi ile İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Tüzüğü ve diğer yasal mevzuat kapsamında iş kazasının gerçekleştiği iş kolu ile işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman kişilerden seçilecek bilirkişi kurulundan, aynı olay nedeniyle daha önce açılmış ve kesinleşmiş tazminat ve ceza dosyalarındaki kusur raporları ile çelişki oluşturmayacak şekilde yeniden kusur raporu aldırılmalı, oluşan kazaya karşı, hangi önlemlerin alınması gerektiği, özellikle Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu'nun 20. maddesinde yer alan, " OSB'lerin ihtiyacı olan elektrik, su, kanalizasyon, doğalgaz, arıtma tesisi, yol, haberleşme, spor tesisleri gibi alt yapı ve genel hizmet tesislerini kurma ve işletme, kamu ve özel kuruluşlardan satın alarak dağıtım ve satışını yapma, üretim tesisleri kurma ve işletme hakkı sadece OSB'nin yetki ve sorumluluğundadır. Ancak, atıkların ortak arıtma tesisinin kabul edebileceği standartlara düşürülmesi amacıyla münferiden ön arıtma tesisi yapılması gerekir.OSB'de yer alan kuruluşlar, alt yapı ihtiyaçlarını OSB'nin tesislerinden karşılamak zorundadır. OSB'nin izni olmaksızın alt yapı ihtiyaçları başka bir yerden karşılanamaz ve bu amaçla münferiden tesis kurulamaz. Bu kuruluşlar kendilerine tahsis edilen alt yapı kullanma hakkını başka kuruluşlara devir ve temlik edemez ve başkalarının istifadesine tahsis edemez...." şeklindeki düzenleme de dikate alınarak, gerek OSB'nin, gerekse işverence alınması gerekli önlemlerin neler olduğu, bunların alınıp alınmadığı ve alınmış tedbirlere sigortalı ve diğer ilgililerin uyup uymadığı, OSB'nin sorumluluğunda bulunan alt yapı eksikliğinin mi, davalıya ait deri tabakhanesi işyerine ait boşaltım sistemindeki problemin mi kazaya sebep olduğu hususları ortaya konulmalıdır. Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 09.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.