Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 26101 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 715 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : İstanbul 20. İş Mahkemesi Tarihi : 26.09.2013No : 2013/52-2013/105Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, 23.12.2009 tarihinde meydana gelen iş kazası neticesinde vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve ödenen cenaze yardımının davalılardan rücuan tahsili istemine ilişkindir.5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı İle Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Maddenin açık hükmünden de anlaşılacağı üzere madde, kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, davalı işveren Kurumun rücu alacağından kusuru oranında sorumludur.Davalıya ait gemide ikmal yapılırken, hava koşullarının sertleşmesi sırasında, deneyimli sigortalının, güverteden düşerek vefatı şeklinde gerçekleşen işkazası nedeniyle açılan rücu davasında; davalılardan gemi kaptanının %10, sigortalının %90 kusurlu bulunduğu sonucuna varan bilirkişi raporundak değerlendirme esas alınmak ve işgüvenliği önlemlerini alma hususunda asıl yetki ve sorumluluğunun işverene ait olduğundan bahisle davalıları ortaklaşa ve zincirleme kusurlu kabul ederek hüküm kurulmuş ise de; olayın oluş şekli itibariyle, işverene kusur vermeyen, olay gününe ait meteorolojik durum (lodos) tehlikesini dikkate almayan, yakıt ikmaline başlayıp sona erdirmeyen, sonuçta emirlere riayet durumunda bulunan kazalı sigortalıya fazla kusur izafe eden kusur raporunun oluşa uygun olmadığı, belirtilen sebepleri vurgulayan sigorta müfettişi raporu ile çeliştiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, sigorta müfettişi tarafından alınan beyanlarda geçen ve sigortalının fırtınalı havada, gemi üzerinde, uygun yolu kullanmadığına dair iddialar gözetilip, bu yönde sigortalıya eğitim verildiğine dair varsa bilgi ve belgeler de getirtilmek suretiyle değerlendirme de yapacak olan, iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden, tarafların kusur oran ve aidiyeti konusunda, oluşa uygun kusur raporu alındıktan sonra karar verilmelidir.Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.12.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.