Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 258 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 20602 - Esas Yıl 2012





.... Davacı, Emekli Sandığı iştirakçisi iken 29.01.1985 tarihinde vefat eden oğlu üzerinden 01.07.2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanmasını ve ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesini istemiştir. Mahkeme, 5510 sayılı Yasanın 34.madde şartlarının varlığını dikkate alınarak, 01.07.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte ölüm aylığı bağlanması gerektiğinin tespitiyle, istemin kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5434 sayılı Yasa kapsamında 5 yıl 8 ay hizmeti bulunan iştirakçi Hüseyin Kansu’nun 29.01.1985 tarihinde vefatı üzerine, iştirakçinin fiili hizmet süresinin 10 yılın altında olması nedeniyle, davacı anneye aylık bağlanamamış; 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesiyle birlikte, iştirakçinin eşine 01.02.2009 tarihinden itibaren ölüm aylığı bağlanırken; davacı annenin 2009 yılı altıncı aydaki ölüm aylığı başvurusu ise, 5434 sayılı Yasa kapsamında aranan muhtaçlık halinin bulunmadığından bahisle red edilmiştir. İş Mahkemeleri, 5521 sayılı Kanun ile kurulmuş istisnai nitelikte özel mahkemelerdir. 5510 sayılı Kanun’un 101’inci maddesinde, aksine hüküm bulunmayan hallerde, 5510 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği düzenlenmiştir. 5510 sayılı Kanun’un geçici 4’üncü maddesinde ise; “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 08.02.2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1 inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur../....-2- Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir... Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce iştirakçiliği sona erenlerden tahsis talebinde bulunacaklar ile bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre tahsis talebinde bulunanlardan işlemleri devam edenler hakkında, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır.5434 sayılı Kanuna göre iştirakçi olup bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendine tabi olarak çalışmaya başlayanlardan vazife malûllüğü kapsamına girenler hakkında, bu Kanunun 47 nci maddesinin birinci fıkrasına göre işlem yapılır.. Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dâhil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır… Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen, ancak bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre ölüm aylığının bağlanabilmesi için yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalının hak sahiplerinin, prim ödeme gün sayısı bakımından bu Kanun hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazanması halinde, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak aylıkları, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerine göre ödenir..” hükmü öngörülmüştür. Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmeye göre, 5510 sayılı Yasa’nın yürürlüğünden önc....iştirakçisi iken 1985 yılında vefat eden ve 5 yıl 8 ay .... kapsamında hizmeti bulunan iştirakçinin, hak sahibi davacı annesine, iştirakçi iken ölen oğlu üzerinden ölüm aylığı bağlanabilmesi için gerekli olan “muhtaç bulunma” hali şartlarının 5434 sayılı Yasa kapsamında değerlendirilmesi gereğine; giderek, sair şartların varlığıyla birlikte, prim ödeme gün sayısı bakımından 5510 sayılı Yasa hükümlerine göre aylığa hak kazanılması halinde dahi, bağlanacak aylığın 5434 sayılı Yasa hükümlerine göre hesaplanacak olması karşısında, davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği gözetilerek “yargı yolu yanlışlığı nedeniyle dinlenmesi mümkün bulunmayan dava dilekçesinin reddine” karar vermek gerekirken, işin esasına girilerek, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.../....-3- S O N U Ç: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, Üye ...'in muhalefetine karşı, Başkan ..., Üyeler ..., ... ve ...'ın oylarıyla ve oyçokluğuyla 17.01.2013 gününde karar verildi. (M).../....-4-KARŞI OYDavacı, 29.01.1985 tarihinde ölen oğlu üzerinden, 5434 sayılı Yasaya göre, 10 yıl hizmeti bulunmadığından bağlanamayan ölüm aylığının bu kez 1800 gün primi yeterli bulan 5510 sayılı Yasaya göre bağlanmasını talep etmiştir. Mahkemece istemin kabulüne karar verilmiş ise de Daire çoğunluğu tarafından davanın idari yargı yerinde açılması gerektiği nedeniyle hüküm bozulmuştur.Somut olayda öncelikle çözümlenmesi gereken sorun, 5434 sayılı Yasa kapsamında .... iştirakçisinin hak sahiplerinin, 5510 sayılı Yasa kapsamındaki taleplerine hangi yargı yerinde bakılacağı hususudur. 5502 sayılı.....Kanunu’yla, 5434 sayılı ....’nun bazı maddeleri yürürlükten kaldırılmış, kamu tüzel kişiliğine sahip ...., hiç bir işleme gerek kalmaksızın, bu Kanunun yürürlük tarihi itibarıyla, görevleri ile birlikte, 1. maddeye dayanılarak kurulan kamu tüzel kişiliğine sahip ....devredilmiştir.5510 sayılı Yasanın Geçici madde 1’e göre bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 5434 sayılı..Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edileceği belirtilmiştir. Aynı Yasanın 101. maddesinde “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür.” Hükmü getirilmiştir. Danıştay 11. Dairesi tarafından 5510 sayılı Yasanın 101. maddesinde yer alan “…bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıklar iş mahkemelerinde görülür” bölümünün,....’ya aykırılığı iddiasıyla iptali istenmiş, ....oy çokluğu ile talebi reddetmiştir. (.....)Red gerekçesinde şu görüşlere yer verilmiştir. “5754 sayılı Kanun’un yürürlüğüyle birlikte, artık sosyal sigortacılık esasına göre faaliyet gösteren ve yaptığı, tesis ettiği işlem ve muameleler idari işlem sayılamayacak bir sosyal güvenlik kurumunun varlığından söz etmek gerekli bulunmaktadır  5510 sayılı Kanun ile birlikte sosyal güvenlik tek çatı altında toplanmış, özel hukuk niteliği ağır basan sosyal güvenlik hukuku alanı oluşmuştur. İtiraz konusu kuralda, ayrım yapılmaksızın 5510 sayılı Kanundaki iş ve işlemler hakkında genel bir düzenleme yapılmış ve aksine hüküm bulunmayan hallerde, Kanun kapsamındaki uyuşmazlıkların çözüm yeri olarak iş mahkemeleri gösterilmiştir. İş mahkemeleri, iş hukuku alanındaki uyuşmazlıkları çözmekle görevli, ihtisaslaşmış adlî yargı mahkemeleridir.” ..../....Anayasa mahkemesine göre, 5510 sayılı Kanun ile birlikte sosyal güvenlik tek çatı altında toplanmış, özel hukuk niteliği ağır basan sosyal güvenlik hukuku alanı oluştuğundan ....’nun tesis ettiği işlemler idari işlem sayılamaz.Davacının, oğlunun ölümü tarihinde, 5434 sayılı Yasaya tabidir ve bu Yasanın 66’ncı maddesine göre dul ve yetim aylığı için iştirakçilerin fiili hizmet müddeti 10 yıl ve daha fazla olması gerektiğinden davacıya dul ve yetim aylığı bağlanamamıştır. 5510 sayılı Yasanın yürürlüğe girmesi ile,.... dahil tüm sosyal güvenlik kuruluşları aynı çatı altında toplanmış ve ortak hüküm niteliğinde bulunan 32. madde ile ölüm aylığı için, 1800 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları priminin bildirilmiş olması yeterli görülmüştür. Daha lehe olan bu hüküm, yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni haklar bahşetmiş ve yeni yasa ile önceden dul ve yetim aylığı alamayanlara da ölüm aylığı bağlanır hale gelmiştir.5510 sayılı Kanunun 5434 sayılı Kanuna ilişkin Geçiş Hükümlerini düzenleyen Geçici madde 4’de, 5434 sayılı Kanuna tabi olanların, hangi hallerde 5434 sayılı Kanuna, hangi hallerde 5510 sayılı Kanuna tabi olacakları düzenlenmiştir. Aynı maddenin 14. fıkrasında “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce ölen, ancak bu Kanunla yürürlükten kaldırılan ilgili kanun hükümlerine göre ölüm aylığının bağlanabilmesi için yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalının hak sahiplerinin, prim ödeme gün sayısı bakımından bu Kanun hükümlerine göre ölüm aylığına hak kazanması halinde, müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre hesaplanacak aylıkları, bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerine göre ödenir.” Denilmektedir. Söz konusu fıkrada yapılan düzenleme şudur. 5510 sayılı Kanunun yürürlüğünden önce, 5434 sayılı Kanuna göre ölüm aylığı bağlanabilmesi için yeterli prim ödeme gün sayısı olmayan sigortalının hak sahiplerinin, 5510 sayılı Kanuna göre ölüm aylığına hak kazanıp kazanmadıkları bu Kanunun 32 nci, 34 üncü ve 37 nci maddelerine göre belirlenir. Ancak bağlanacak aylık, 5434 sayılı Kanuna göre hesaplanır. Somut olayda ihtilaf, davacıya ölüm aylığı bağlama şartlarının oluşup oluşmadığıdır. Bu inceleme ise 5510 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılacaktır. 5510 sayılı Kanunun 101’nci maddesine göre de, bu kanundan doğan ihtilafların iş mahkemesinde görüleceği hükmü amirdir. 5510 sayılı Kanundan doğan uyuşmazlıklara bakma göre idari yargı yerine ait değildir. Aksi halde 5510 sayılı Kanunun aynı maddesini hem adli yargı hem de idari yargı yeri uygulamış olur ki, bu mahkemelerin görevi kanunla düzenlenir ilkesine aykırıdır. Davacıya aylık bağlandıktan sonra, aylık miktarına itiraz halinde, 5434 sayılı Kanun hükümleri uygulanacağından bu davaya bakma görevi idari yargı yeri olmalıdır. Geçmişte 5434 sayılı Kanuna tabi olanların 5510 sayılı Kanundan kaynaklanan uyuşmazlıklarına tamamen idari yargı yerinde bakılmasına karar verilirse, bu durum, sosyal güvenlik kurumlarını birleştiren ve tek çatı altında toplayan 5502 sayılı ve 5510 sayılı Kanunların özüne aykırılık teşkil eder. .../....-6-Dairemiz tarafından, 5434 sayılı Kanuna tabi olduğu halde, 5510 sayılı Kanunun 56. maddesine göre aylıklarının kesilmesi nedeniyle çıkan uyuşmazların, yine 60 ve devamı maddeleri uyarınca genel sağlık sigortası hükümlerine göre çıkan uyuşmazların iş mahkemelerinde bakılacağı kabul edildiğinden burada farklı düşünülmesi çelişki oluşturur. Yukarıda belirtilen nedenlerle, somut uyuşmazlığa adli yargı yerinde, giderek iş mahkemesinde bakılması gerektiği düşüncesinde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyorum. .... Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Ziynet eşyası-belirsiz alacak davası T.C. YARGITAY 3. HUKUK DAİRESİ BAŞKANLIĞI ESAS NO : 2014/13262 KARAR NO : 2015/5108 Y A R G I T A Y İ L A M I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MALATYA 2. AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 06/03/2014 NUMARASI : 2013/626-2014/180 DAVACI : DAVALI : Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı Da İtirazın iptali davasında takipte talep edilen faiz için dava açılmamış olması -faiz üzerinden inkar tazminatına hükmedilemeyeceği Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde davacı vekili gelmedi. Davalı vekilleri Avukat O.K. ve M.K.geldi. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davalı avu İcra mahkemesi kararlarından istinaf yolu açık olan kararlar Taraflar arasındaki “şikayet” isteminden dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 5. İcra Hukuk Mahkemesince şikayetin kısmen kabulüne dair verilen 14.02.2012 gün ve 2011/1530 E. - 2012/366 K. sayılı kararın incelenmesi şikayetçi borçlu vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dai Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?