Mahkemesi :Suluova Asliye Hukuk(İş) MahkemesiTarihi :07.01.2014No :2006/157-2014/6Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkeme, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verimiştir.Hükmün, davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davada, husumetin Amasya İl Özel İdaresi yerine tüzel kişiliği bulunmayan Eski Çeltik Kömür İşletmeleri Müdürlüğüne yöneltilmiş bulunması, temsilcide yanılma olup, davanın il özel idaresi vekilince takip edilmiş olması karşısında bu husus bozma sebebi yapılmamıştır.Meslek hastalığı sonucu, 21.8.2002 tarihinde % 33,01 oranında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle, uğranılan Kurum zararının 506 sayılı Yasa’nın 26. maddesi uyarınca tahsili istemine ilişkindir.Hükme esas alınan kusur raporunda; meslek hastalığının, davalı işverenin % 75, sigortalının % 15 kusuru ile %10 nispetinde kaçınılmazlık sonucu meydana geldiği kabul edilmişse de, mahkemenin bu kabulü Dairemizin ve Yargıtay’ın kabul ettiği, uygulamada 32 yıl formülü olarak adlandırılan esaslara aykırı düşmektedir. Sigortalının işyerlerinde 32 yıldan daha kısa bir süre çalışmas?? halinde, kaçınılmaz maluliyet oranı; çalışılan yıl sayısı: 32, yıl ortalaması ile çarpılarak kaçınılmaz maluliyet oranı belirlenmelidir. Sigortalının 18 yaşından sonra çalışmaya başlaması halinde ise; her yıl için 32 yıldan 3 yıl indirilerek kaçınılmaz maluliyet belirlenmeli, artık yaşlar için, orantılama yoluyla indirime gidilmelidir. Mahkemenin konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında uzman bilirkişilerden bu doğrultuda bir kusur raporu alarak, hüküm vermesi gerekirken, yetersiz kusur raporuna dayanarak karar vermesi isabetsizdir.Öte yandan, sigortalının 4.6.2011 tarihinde kontrol muayenesi öngörüldüğü halde, kontrol muayene sonucu araştırılmadığı gibi, iş göremezlik oranına işveren tarafından itiraz edilmesi üzerine doğrudan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’ndan rapor alındığı, söz konusu raporda, iş göremezlik oranının yaşına göre % 31 olduğunun bildirildiği, böylece, iş göremezlik oranı ve başlangıcı konusunda oluşan çelişkinin, Adli Tıp genel Kurulu’ndan rapor alınmak suretiyle giderilmesi gerektiği halde, bu hususun üzerinde durulmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26.maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26.maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Kurum tarafından gönderilen peşin değer cetvelindeki gelire girme tarihi itibariyle bağlanan gelirin ilk peşin değeri ile sınırlı hüküm kurulması gereğine karşın, sigortalıya bağlanan gelirde kanunlar ve katsayılar nedeniyle meydana gelen artışları da dahil etmek suretiyle karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalıya iadesine, 4.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.