Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 25066 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20789 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İstanbul 19. İş MahkemesiTarihi :25.06.2014No :2013/97-2014/321Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davacının davasının kabulüne denilerek, kısa kararda, "davacının, sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihin 01/06/1983 tarihi olarak tespitine" karar verilmiş, gerekçeli kararda ise, "davacının sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihin 01/02/1985 tarihi olarak tespitine ve davacının davalı iş yeri hakkındaki davasını atiye terk ettiğinden işyeri hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmiştir. Hükmün, davalılardan Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacı, K..Ticaret Kollektif Şirketinde işçi olarak 01/06/1983-01/09/1983 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiş, 10/09/2013 tarihli celse de ise bu talebini daraltarak sigortalılık başlangıç tarihinin tespitini istemiştir. Mahkemece, tefhim olunan kısa kararda, "davacının, sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihin 01/06/1983 tarihi olarak tespitine" karar verilmiş iken, gerekçeli kararın hüküm fıkrasında ise, "davacının sigortalı olarak çalışmaya başladığı tarihin 01/02/1985 tarihi olarak tespitine" denilmek ve kısa kararda yer almayan ikinci bir hüküm fıkrası eklenerek, "Davacı, davalı işyeri hakkındaki davasını atiye terk ettiğinden işyeri hakkında karar verilmesine yer olmadığına" karar verilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğu anlaşılmaktadır. Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297. maddesinde "hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir.Davacı ve davalı Kurum vekilinin yüzüne karşı, davalı şirketin yokluğunda verilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğundan, Yargıtay İçtihadı Büyük Genel Kurulu'nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Kararı gereğince salt bu husus bozma nedenidir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan, çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve sair yönleri incelenmeksizin hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, bozma nedenine göre Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 28/11/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.