Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24989 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19255 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Bakırköy 7. İş MahkemesiTarihi : 01.07.2014No : 2010/696-2014/216Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davacının davalı A.. R.. adına kayıtlı aracı kullanarak davalı S.. R..’un özel şoförlüğünü yapmak suretiyle 16.07.2008-05.03.2010 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin talebinin yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. İnceleme konusu davada; istem reddedilmiş ise de, dosyada yer alan bilgi ve belgeler karar vermeye elverişli değildir. Bu bakımdan; somut olayda davacı tarafından dosyaya sunulan ve dava konusu dönemi de kapsayan “Teslim Yazısı” başlıklı belgelerde davacı tarafından bu belgede ismi geçen O.. Ö.. belli dönemlerde kira bedeli adı altında para aldığı ve belgeyi de makbuz yerine geçmek üzere düzenlediği, davacı isminin altında da davalı S.. R..’un şoförü olduğu anlaşılacak şekilde “Şoförü” ibaresinin eklendiğine göre, belgede ismi geçen O.. Ö.. tanık sıfatıyla beyanı alınarak davacının davalı S.. yanındaki çalışmasının niteliği, süresi ve gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılmalı, davacı vekilinin talebi üzerine davalı S.. ile davacı arasındaki HTS kayıtları getirtilmiş olup bu kayıtların incelenmesinde davacının kullandığı 5344908935 numaralı telefondan diğer numaralara doğru yapılan arama kayıtlarının gönderildiği, oysa ki hayatın olağan akışına göre davacıya ihtiyaç duyan davalıların davacıyı aramasının bekleneceği, bu nedenle davacının gerçekten çalışıp çalışmadığının aydınlatılmasıbakımından davalıların davacıyı ne sıklıkla aradığının tespiti gerektiğinden davalıların kullandıkları bütün numaralardan davacıyı aramalarını gösterir kayıtlar da celbedilmeli, ayrıca davalılar ile işçi-işveren ilişkisi bulunmayan tarafsız nitelikteki kamu tanıkları ve davalıların evinin civarında olayı bilebilecek komşu tanıklar Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı vasıtası ile tespit edilerek bilgilerine başvurulmalı ve davacının çalışmasının gerçekleşip gerçekleşmediği ortaya konulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 28.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.