Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 24847 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3683 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi :İstanbul Anadolu 1. İş MahkemesiTarihi :30.10.2013No :2012/1413-2013/752 Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı ve davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine, Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-) Davacı S.. B.. vekilinin temyiz istemi yönünden; 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesi gereğince iş mahkemesinin nihai kararları 8 gün içinde temyiz edilebilmekte olup 05.12.2013 tarihinde tebliğ edilen karara karşı yasal süre geçtikten sonra 25.12.2013 günü temyiz yoluna başvurulduğundan, 01.06.1990 gün ve 1989/3 Esas - 1990/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı da göz önünde bulundurularak temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle reddi gerekmektedir.2-) Davalının temyiz itirazları yönünden; 01.03.1976 – 03.12.2004 döneminde 506 sayılı Kanuna tabi zorunlu sigortalılığı bulunan 15.09.1956 doğumlu davalıya, anılan Kanunun geçici 81/B maddesi gereğince 5215 prim ödeme gün sayısı üzerinden 01.01.2005 tarihi itibarıyla yaşlılık aylığı bağlandığı, 01.03.2004 – 03.12.2004 tarihleri arasında tam gün üzerinden eksiksiz sigortalılık bildirimlerinin gerçekleştirildiği dava dışı işveren M.. K.. ait 11077252 sicil numaralı işyeri hakkında davacı Kurumca yapılan denetim ve araştırma sonrasında söz konusu bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmayıp gerçeğe aykırı olduğu saptanarak davalının 273 günlük bildirimin ve tahsis koşullarını yitirmesi nedeniyle de aylığının iptal edildiği, 01.01.2005 – 24.11.2011 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıkların yasal faiziyle birlikte kendisinden geri alınması için başlatılan icra takibine yasal süresinde itiraz edilmesi üzerine işbu davanın açıldığı anlaşılmakta olup davalının cevap olarak, İ.. Temizlik ve Güvenlik Ltd. Şti.’ne ait işyerinde çalışmasına karşın bildirimlerinin kendisinin bilgisi olmaksızın yukarıda değinilen işyerinden yapıldığını ileri sürdüğü yargılamada mahkemece, hizmet iptaline yönelik Kurum işlemi yerinde görülerek davalının bu kez geçici 81/C maddesi gereğince 01.10.2011 tarihi itibarıyla aylığa hak kazandığı gerekçesiyle 01.01.2005 – 01.10.2011 dönemi yönünden itirazın iptali istemi kabul edilmiştir. Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacağı belirtilmiş, 4. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler “işveren”, 5. maddesinde, anılan sigortalıların işlerini yaptıkları yerler “işyeri” olarak tanımlanmış, 6. maddesinde, çalıştırılanların, işe alınmalarıyla kendiliğinden “sigortalı” olacakları, sigortalılar ile bunların işverenleri hakkında sigorta hak ve yükümlerinin, sigortalının işe alındığı tarihten başlayacağı açıklanmıştır. Anlaşıldığı üzere zorunlu sigortalılık niteliği, işveren ile çalışan arasında hizmet akdi (iş sözleşmesi) ilişkisinin kurulması ve çalışmaya/çalıştırılmaya başlanması ile kazanılmakta, yazılı olarak düzenlenen veya sözlü olarak kararlaştırılan akitle birlikte, sigortalılığın oluşumu yönünden eylemli (fiili = gerçek) çalışma olgusunun varlığı da gerekmektedir. Diğer taraftan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Bekletici sorun” başlığını taşıyan 165. maddesinde, bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın belirlemesine ya da dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin var olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılamanın bekletilebileceği, bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkemece, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verileceği, bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili tarafın bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verileceği öngörülmüştür. Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, bildirimlerin yapıldığı işyerinde hizmetin gerçekleşmediği konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamakta olup davanın sonuçlandırılabilmesi, davalının ileri sürdüğü çalışma olgusunun ortaya konulmasını gerektirdiğinden çalışmanın geçtiği ileri sürülen işyeri işvereni yönünden 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesine dayalı hizmet tespiti davası açması için kendisine uygun süre tanınmalı, anılan tespit davasının varlığı, değinilen 165. madde kapsamında değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : 1-) Davacı Kurum vekilinin temyiz dilekçesinin süre aşımı nedeniyle REDDİNE, 2-) Davalının temyiz itirazları yönünden, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalıya geri verilmesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.