Mahkemesi :Mersin 3. İş MahkemesiTarihi :17.12.2013No :2012/340-2013/482Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Hükmün taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi.. . tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava dışı işveren K.. Ç.. ait . sicil numaralı özel bina inşaatı niteliğindeki işyeri hakkında davacı Kurumca yapılan denetim ve soruşturma üzerine işyerinin sahteliği belirlendikten sonra diğer sigortalılar ile birlikte davalının da 22.01.2007 – 31.01.2008 tarihleri arasındaki bildirimleri iptal edilerek yersiz karşılandığı gerekçesiyle 31.07.2007 – 13.07.2008 dönemine ait sağlık hizmet giderlerinin yasal faiziyle birlikte geri alınması için icra takibi başlatıldığı, 7 günlük yasal süresinde takibe itiraz edilmesi üzerine açılan işbu davada mahkemece, asıl alacak aynen benimsenip faiz yönünden istem kısmen hüküm altına alınmıştır. Gerçek ve fiili çalışmaya dayanmadığı gerekçesiyle iptal edilen sigortalılık sürelerine ilişkin davanın yasal dayanaklarından biri 506 sayılı Kanun’un 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Diğer taraftan 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2. fıkrasında, borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse alacaklı yararına ve istem üzerine tarafların durumuna, davanın ve hüküm altına alınan şeyin tahammülüne göre, hüküm altına alınan tutarın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata karar verileceği yönünde düzenleme öngörülmüş olup 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Kanun’un 11. maddesiyle, söz konusu 2. fıkrada yer alan “yüzde kırkından” ibaresi “yüzde yirmisinden” şeklinde değiştirilmiş, ayrıca 67. maddeye “Bu Kanunda öngörülen icra inkar tazminatı, kötü niyet tazminatı ve benzeri tazminatların tespitinde, takip talebi veya davadaki talep esas alınır.” sözcüklerini içeren fıkra eklenmiştir. 2004 sayılı Kanun’a 6352 sayılı Kanun’un 38. maddesiyle eklenen geçici 10. maddede ise bu Kanun’un ilgili hükümlerinin yürürlüğe girdiği tarihten önce başlatılan takip işlemleri hakkında, değişiklikten önceki hükümlerin uygulanmasına devam edileceği belirtilmiş olmakla şu durumda, anılan yasal düzenlemeler karşısında icra takip tarihi esas alınarak 67. maddedeki değişikliklerin 05.07.2012 tarihinden itibaren başlatılan icra takipleri hakkında uygulanması gerektiği açıktır. Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, 20.01.2011 gün ve 2011/48 sayılı, 21.01.2011 gün ve 2011/51 sayılı Kurum raporları ile işyeri sicil dosyası getirtilmeli, işveren K.Ç.., muhasebeci O.Özer, bildirimleri iptal edilen sigortalılar hakkında ceza soruşturması bulunup bulunmadığı ve bu konuda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığının 29.06.2010 tarih ve 2010/656 numaralı iddianamesiyle açılan ceza davasının sonucu araştırılmalı, anılan dava dosyalarında yer alan bilgi ve belgelerin örnekleri eldeki dosya içerisine konulmalı, işyerinin varlığı, Kurum, ilgili Belediye ve Mal Müdürlüğü kayıtlarından yöntemince irdelenmeli, yapılan iş, işin ne şekilde, nasıl, nerede yapıldığı konusunda davacının beyanı alınmalı, varsa ifadeleri Kurum işlemine dayanak kılınan kişilerin, bildirimleri iptal edilmeyen sigortalıların, aynı çevrede faaliyet yürüten işveren ve çalışanların bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bildirimlerin geçersizliği yönündeki Kurum işleminin iptali ile zorunlu sigortalılık sürelerinin tespiti yönünde davalı tarafından açılan dava varsa her iki dava arasındaki bağlantı ve birleştirme konusu değerlendirilmeli, 506 sayılı Kanun’un hastalık sigortası hükümlerinin yer aldığı 32 – 40. maddeleri dikkate alınmalı, özellikle, bildirimleri geçersiz kabul edilen diğer sigortalılar hakkında açılan davalarda Dairemizce, Mersin 1. İş Mahkemesi’nin 11.09.2013 gün ve 158/346 sayılı kararının 07.03.2014 tarih ve 22010/4995 numaralı ilamla, Mersin 3. İş Mahkemesi’nin 21.03.2013 gün ve 502/116 sayılı kararının 11.09.2014 tarih ve 14139/17198 numaralı ilamla, Mersin 1. İş Mahkemesi’nin 26.09.2013 gün ve 116/387 sayılı kararının 11.09.2014 tarih ve 23262/17199 numaralı ilamla, Mersin 1. İş Mahkemesi’nin 26.09.2013 gün ve 117/388 sayılı kararının 24.10.2014 tarih ve 23261/20559 numaralı ilamla bozulmuş olması dikkate alınarak anılan davalardan delil olarak yararlanılmalı, toplanan tüm kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece herhangi bir araştırma yapılmadan yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, 05.07.2012 tarihinden önce başlatılan icra takibi hakkında icra inkar tazminat oranının %40 yerine %20 olarak benimsenmesi de usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalıya geri verilmesine, 27.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.