Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24634 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 4981 - Esas Yıl 2014





ahkemesi : Ankara 16. İş Mahkemesi Tarihi : 23.12.2013No : 2011/800-2013/900 Dava, sosyal güvenlik destek primi borcunun 6111 sayılı Yasa kapsamında yapılandırılması gerektiğinin tespiti ve alınan sosyal güvenlik destek primlerinin zamaşımına uğraması nedeniyle istirdadı istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen şekilde, davanın kısmen kabulüne, 30.09.2008’e kadar ödenmesi gereken sgdp borcu yönünden konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, 20/04/2001-26/06/2004 tarihleri arası SGDP borcunun zaman aşımı uğradığının tespitine ve taleple bağlı kalınarak 1.200,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı ve davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ..l tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davacı avukatının, tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2–1993 yılından bu yana 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık sigortası hükümlerine göre, yaşlılık aylığı alan davacının, aylık almakta iken avukatlık yapmaya devam ettiği, daha ??nceden avukatlık faaliyeti ile ilgili olarak herhangi bir tescili veya prim ödemesi bulunmayan davacının, 25.04.2011 tarihinde Kuruma ilk kez başvurusu ile 5510 sayılı Yasanın 4’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının “b”bendi kapsamında ilk kez tescil edilen davacı hakkında 506 Sayılı Yasanın 63’üncü maddesi kapsamında 20.04.2001–30.09.2008 tarihleri arasında ödemesi gereken sosyal güvenlik destek primi borcu çıkartıldığı, diğer taraftan 01.10.2008 tarihinden 30.04.2011 tarihleri arasında ise 5510 sayılı Yasanın geçici 14’üncü ve 30. Maddesi çerçevesinde doğmuş sosyal güvenlik destek primi borcunun davacının talebine göre 6111 sayılı Yasadan faydalandırmak suretiyle 28.06.2011’de ödendiği, fakat davacının dava açmadan önce davalı kurum tarafından 20.04.2001–30.09.2008 tarihleri arasındaki borcuna ilişkin yapılandırma talebinin de Kurum tarafından kabul edilerek 07.07.2011 tarihinde davacı tarafından ödendikten sonra, 06.07.2004 tarihinden önceki prim borçlarının zamanaşımına uğradığı bu nedenle iadesi gerektiği, ayrıca 6111 sayılı Yasa kapsamındaki yapılandırmanın hatalı yapıldığı ve fazla ödenen tutarın iadesi için eldeki davanın açıldığı, yargılama sırasında davalı kurumun cevabi yazısından da 07.07.2011 tarihinde yapılan ödemenin 20.04.2001–30.09.2008 tarihleri arasındaki sosyal güvenlik destek primlerinin peşin ödeme yoluyla tahsiline ilişkin ödeme olduğunun belirtildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece, Kurum cevabı karşısında, yapılandırma talebine ilişkin davanın konusuz kaldığına dair yaklaşım yerinde ise de, diğer talepler yönünden verilen kararın eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmaktadır.Bilindiği üzere zamanaşımı, en basit anlatımla, yasanın öngördüğü belli bir sürenin geçmesiyle, bir hakkın kazanılmasına veya bir borçtan kurtulunmasına olanak veren bir hukuki müessesedir. Borçtan kurtulma olanağı tanıyan yönüyle zamanaşımı, maddi hukuka ilişkin bir müessese değildir; borçluya borçtan kurtulmasını sağlayacak savunma vasıtalarını sunarsa da, gerçekte bizatihi kendisi borcu ortadan kaldırmaz; sadece, alacağın istenebilmesi hakkını zaman itibariyle sınırlar. Borç varlığını sürdürdüğü halde, borçlu, zamanaşımı müessesesine dayanarak, artık o borcun kendisinden istenilemeyeceğini savunabilir; yargılama usulüne ilişkin kurallar borçluya böyle bir def’ide (zamanaşımı def’inde) bulunma olanağı tanır. Zamanaşımına uğrayan borç, eksik bir borçtur. Zamanaşımı müessesesinin bu yapısının (borcu değil, sadece onun alacaklı tarafından talep edilmesi olanağını ortadan kaldırmasının ve yine sadece borçlu tarafından ileri sürülebilecek bir olgu olmasının) doğal sonucu olarak, borçlu tarafından yasal süre içerisinde böyle bir def’ide bulunulmadığı takdirde, hâkim tarafından kendiliğinden gözetilemez. Eldeki davada da davacının zamanaşımına uğradığını iddia ettiği eksik borcu 07.07.2011 tarihindeki yapılandırma ile ödedikten sonra ödemeden sonra iadesi için eldeki davayı açmasının mümkün olmadığı, kaldı ki 6111 sayılı yasanın 15’inci maddesi uyarınca, kanunun getirdiği yeniden yapılandırma olanaklarından yararlanmak isteyenlerin, dava açmamaları ve açmış oldukları davalarından vazgeçmeleri şartı getirilmiş olduğu, bu kapsamda davanın reddi gerekeceği dikkate alınmalıdır.Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda değerlendirme yapmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalı kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.