Mahkemesi : Tekirdağ İş Mahkemesi Tarihi : 09.07.2014No : 2013/306-2014/457Dava, Tarım Bağ-Kur sigortalılığının tespiti ile prim borçlarının yapılandırılmasının geçerli olduğunun tespiti ile yaşlılık aylığı bağlanması istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma üzerine ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dairemizin 2013/ 6950 – 9486 sayılı bozma ilamında, 22.9.1995 tarihli kesintinin intikaline dair araştırma yapılması istenilmiş, bozma ilamına uyulması sonrasında anılan kesintinin Kuruma intikaline dair bir tespit yapılamamış, ancak 1995 yılı Kasım ayına ait başka bir kesintinin intikal ettiğinin anlaşılması üzerine davacının tescil tarihinin 01.12.1995 olarak düzeltildiği, davacı vekilinin 09.4.2014 tarihli talebi ile, 13.4.2011 tarihli ilk tahsis talebi itibariyle veya şartların uygun olduğu tarihte yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitini istediği anlaşılmıştır.Yargılama sonunda davacının 01.10.995-01.12.1995 tarihleri arasında Tarım Bağ-Kur sigortalılığının, 5510 sayılı Kanunun geçici 24. ve 25. maddelerinden yararlanması gerektiğinin ve 01.5.2011 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş ise de;Anılan bozma ilamımızda da belirtildiği şekilde, 22.9.1995 tarihli kesintinin dayanağı ürün tesliminin özel kuruluşa yapılması karşısında, hak ve mükellefiyetin başlangıcı bu tevkifatın Bağ-Kur'un hesabına intikal etmesi koşuluyla, tevkifat tarihini takip eden aybaşı olarak kabul edilmesi gerektiğinden ve söz konusu tevkifatın Kurum hesabına intikal etmediği anlaşıldığından, davacının bozma sonrası tahsis talebinin, 01.12.1995 sigortalılık başlangıç tarihi esas alınarak değerlendirilmesi gerekecektir. 13.4.2011 tarihli ilk tahsis talebi itibariyle veya koşulların yargılama aşamasında gerçekleştiğinin saptanması halinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 30. maddesinde açıkça ifadesini bulan usul ekonomisi ilkesi de dikkate alınarak yasal dayanakları ve bir bütün olan yaş, prim ödeme gün sayısı ile prim ve her türlü borcu bulunmama koşulları irdelenerek sonucuna göre karar verilmelidir. Yapılacak değerlendirmede, Bankaca davacı adına yatırılan prim borcunun iade edilip edilmediğini tereddüte yer vermeyecek biçimde ortaya koyulmalı, iade edilmiş ise, belirlenecek prim borcunu ödemesi için süre verilip, diğer koşulların da gerçekleşmesi halinde, anılan borçların ödendiği tarihi takipeden aybaşından itibaren aylık bağlanmasına karar verilmelidir. Ancak davacının 6111 sayılı Kanunun yapılandırmaya dair hükümlerinden yararlanma talebinin Kuruma süresinde intikal ettiği de gözetilmelidir.Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin eksik inceleme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum avukatının bu yönlerini amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.11.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.