Mahkemesi :Malatya 1. İş MahkemesiTarihi :19.12.2013No :2011/1216-2013/834Dava, yaşlılık aylıklarının geç ödendiği iddiası ile işleyen faiz alacağı istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Kurumca, sigortalılık başlangıcının 01.06.1981 olarak kabul edilmemesi nedeniyle, ilk davasında, iki günlük sigortalılık süresi ile sigortalılık başlangıcının 01.06.1981 tarihi olduğuna dair verilen kabul kararının, 20.01.2011 tarihinde Dairemizin 2009/10915 E. ve 2011/496 K. sayılı ilamı ile kesinleşmesinden sonra, 02.04.2008 tarihinden itibaren aslen tahsise müstahak olduğu; buna göre, aylığın 01.05.2009 da bağlanması nedeniyle aylıklara işleyen faizlerin tahsili amacıyla eldeki davayı açtığı, mahkemece, kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmakta ise de, verilen kararı yanılgılı değerlendirmeye dayalı olduğu anlaşılmıştır.Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun 62.maddesinde, sigortalı olarak çalıştığı işten ayrıldıktan sonra yazılı istekte bulunan ve yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalıya bu isteğinden sonraki aybaşından başlanarak yaşlılık aylığı bağlanacağı hükme bağlanmıştır.Eldeki davada ise, davacının Kuruma başvurularının yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığının bildirilmesi için, bilgi isteme yazısı olduğu görülmekle birlikte, hizmet döküm cetvelinde 2008 yılında 360 günlük bildirim bulunması karşısında, işten ayrılma şartının 2008 yılında gerçekleşmediği dikkate alınarak, davacının ilk yazılı tahsis başvurusunun 31.03.2009 tarihinde işten ayrılması ile birlikte gerçekleştiği, dolayısıyla, 01.04.2009 tarihinden itibaren aylık bağlanması gerekeceği, buna karşın; Kurumca, 01.05.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı dikkate alınarak, hesap yapılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi, isabetsizdir.Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular doğrultusunda araştırma yaparak, elde edilecek sonuca göre bir karar vermesi gerekirken, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 17.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.