Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23651 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17217 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Eğil Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 21.11.2013No : 2010/127-2013/188Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı taraflar avukatlarınca temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.21/03/2000-26/09/2008 tarihleri arasında davalı işveren M.. B..’na bağlı Eğil Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğünde, hizmet akdine tabi usta halı dokuma öğreticisi olarak geçen çalışmaları karşılığında, davalı Kuruma bildirimleri, işveren kayıt ve belgelerindeki toplam aylık çalışma saatleri, 1 gün = 7,5 saat esası üzerinden aylık çalışma gün sayısına dönüştürülerek gerçekleştirilen davacının istemi, anılan dönemde M.. B.. ve Sümer Holding A.Ş. olmak üzere her iki davalının işverenliği altında yılda 360 gün süreyle çalışıldığının tespitine ilişkin olup mahkemece yapılan yargılamada, tanık anlatımlarına dayanılarak talep aynen hüküm altına alınmıştır.Davanın yasal dayanakları, 506 sayılı Kanunun 79/10,1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanununun 47. maddeleri, 4857 sayılı İş Kanunu ve M.. B.. Kurumlarında Sözleşmeli Veya Ek Ders Görevi İle Görevlendirilecek Uzman Ve Usta Öğreticiler Hakkında Yönetmelik hükümleri olup usta öğreticilerin çalışma esasları ve çalışmaları sırasında tabi olacakları statü, bu mevzuat kapsamında ayrıntılı düzenlenmiştir. 4857 sayılı Kanunun 13. maddesinde, işçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşmenin kısmî süreli iş sözleşmesi olduğu belirtilmiş, 63. maddesinde, genel bakımdan çalışma süresinin haftada en çok 45 saat olduğu, aksi kararlaştırılmamışsa bu sürenin, işyerlerinde haftanın çalışılan günlerine eşit ölçüde bölünerek uygulanacağı açıklanmıştır. 13. madde hükmü, anılan mevzuattaki düzenlemelere egemen olan ilkelerle birlikte ele alındığında, usta öğreticilerin çalışma ilişkilerinde, “tam süreli iş sözleşmesi” olarak nitelendirilmeye olanak verecek bir bağımlılığın bulunmadığı, bunların, öngörülen ve önceden belirlenen süre içerisinde bir çalışma yükümlülüğünü kabullendikleri ve ders saati karşılığında da ücrete hak kazandıkları belirgindir.Diğer taraftan, çalışmaların gerçekleştiği işyeri kamu kurumuna ait olmakla, bu tür çalışmaların kayıtlara geçirilip ücret ödemelerinin belgelere dayandırılması asıl olduğundan, resmi kayıt ve davacının imzasını taşıyan belge içerikleri ile çelişkili tanık anlatımlarına değer verilemeyeceği, tam gün esası ve aylık karşılığı olmayan çalışmaların, günlük çalışma saatine göre ve kısmi zamanlı çalışma olması nedeniyle bu çerçevede değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği açıktır. Bununla birlikte bu şekildeki bir çalışma ilişkisinde, tam süreli çalışmaya ilişkin hakların doğduğu kabul edilemez ise de yasa ve sözleşmelerde belirtilen sınırlamalara aykırı, tam süreli iş sözleşmesinin unsurlarının gerçekleştiği bir çalışma durumunun eylemli olarak oluştuğunun iddia edilip kanıtlanması da olanaklıdır. Ancak, bu yöndeki iddia, resmi belgelerde belirtilen ders saatlerinden sonra kursta kalmanın haklı gerekçesinin bulunması ve tam süreli (ayda 30 gün süreyle) çalışma olgusu, hizmet tespiti davalarının kamu düzenine ilişkin niteliği gözetilerek araştırılmalı, resmi kurum niteliğine sahip işveren yönünden ücret ödemelerinin kayıtlara dayalı olması gerektiği dikkate alınmalı, günlük plân defterleri, yoklama ve ders defterleri içerikleri ile Kurum kayıtlarına yansıyan bilgilerin aksinin kanıtlanmasına yönelik delillerin hüküm kurmaya elverişli olup olmadığı denetlenmelidir.Ayrıca 506 sayılı Kanunun 2. maddesinde, bir hizmet akdine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılanların bu Kanuna göre sigortalı sayılacakları, 4. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında 2. maddede belirtilen sigortalıları çalıştıranların işveren, 5. maddesinde, bu Kanunun uygulanmasında, 2. maddede belirtilen sigortalıların işlerini yaptıkları yerlerin işyeri olduğu belirtilmiş, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 4., 11., 12. maddelerinde de benzer düzenlemeler yapılmıştır.Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, 18.11.1994 tarihli M.. B.. ile S. Halı A.Ş. Genel Müdürlüğü İşbirliğinde Halıcılık Ve Kilimcilik Kursları Düzenlenmesine Dair İşbirliği Protokolü ve Dicle Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı ile Dicle İlçesi Halk Eğitim Müdürlüğü ve S..Halıcılık San ve Tic Ltd Şti arasında düzenlenen 15/06/2006 tarihli Protokol hükümleri kapsamında, uyuşmazlık konusu 8 yıllık sürede, gerekirse dönemlere de ayrıştırmak suretiyle çalışmaların işyeri olarak nerede gerçekleştiği, hizmet akdinin tarafının ve böylelikle işverenin/işverenlerin kim olduğu belirlenmeli, hizmetlerin anılan davalılar arasında düzenlenen protokollere dayanması, buna göre usta öğreticiler ile ilgili yükümlülüklerin Halk Eğitim Merkezi Müdürlüklerine yüklenmesi, Bakanlığın ödeneğinin bitmesi durumunda usta öğreticilerin ücretlerinin Sümer Halı Genel Müdürlüğü tarafından ödeneceğinin belirtilmesi ve 04/10/2006 tarihli protokol ile de Diyarbakır Milli Eğitim Müdürlüğü, Merkez ve 13 İlçe Halk Eğitim Merkezi Müdürlükleri ile Karagöz Halıcılık San ve Tic Ltd Şti işbirliğinde, Halk Eğitim Merkezi Müdürlükleri bünyesinde düzenlenecek halıcılık atölyelerinin açılması amacıyla yapıldığı, Karagöz halıcılığın yükümlülükleri arasında kursiyer ücrelerinin ödenmesi, kurs yerleri ve kurs için gerekli araç gereç tezgah vb. Malzemeleri temin etmek, kurs yerinin kira aydınlatma ısıtma, su, küçük onarım ihtiyaçlarını karşılamak, görevlendirilen ücretli usta öğreticilere, Bakanlıkça ödenek gönderilmediği takdirde ücret ve özlük haklarını karşılamak olduğu, Milli Eğitim Müdürlüğünün yükümlülükleri ise, kursta görev yapacak öğretmen ve usta öğreticilerin görevlendirme onaylarını almak, görevlendirilen ücretli usta öğreticilerin ücretlerinin ödenmesi olduğu ve iş bu protokolün 15.09.2007 tarihine kadar geçerli olması karsışında, söz konusu davalılar arasındaki hukuki ilişki açıklıkla ortaya konulmalı, buna ilişkin varsa diğer bilgi ve belgeler getirtilmeli, aralarında asıl işveren - alt işveren veya vekalet ilişkisinin olup olmadığı, S..Holding A.Ş. bünyesinde geçtiği ileri sürülen çalışmalarla ilgili görevlendirmelerin kim tarafından yapıldığı, hizmet yerine getirilirken emir ve talimatların kimden alındığı, izin, sevk vb. işlemlerin kim tarafından gerçekleştirildiği, yapılan iş ve çalışma şekli ile ilgili tasarrufta bulunma yetkisinin kimde olduğu, hizmetlerin ayrı ayrı her iki işverene bağlı olarak geçip geçmediği hususları saptanmalı, çalışma saat ve süreleriyle ilgili olarak ise açıklanan kanıtlama yöntemi izlenerek irdeleme yapılmalı, ders ve yoklama defterleri, ücret bordroları, puantaj kayıtları, ödeme belgeleri vb. yazılı deliller getirtilmeli, günlük ve haftalık çalışma saatleri tespit edilmeli, resmi belgelerde belirtilen ders saatlerinden sonra kursta kalmanın haklı gerekçesinin bulunup bulunmadığı yöntemince değerlendirilmeli, toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular ile yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu tanık anlatımlarına dayanılarak istemin aynen kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı taraflar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.