Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 23565 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 3427 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Samsun 2. İş Mahkemesi Tarihi : 10.12.2013No : 2012/404-2013/741Dava, istirdat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün davalı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1479 sayılı Kanun hükümleri gereğince sigortalı babası üzerinden 1998 yılından itibaren ölüm aylığı almakta olan hak sahibi kız çocuğu konumundaki davalının 2011 yılının Ocak ayında davacı Kuruma yönelttiği, 17.12.2010 günü gerçekleşen evliliği nedeniyle aylığının kesilip kendisine evlenme ödeneği ödenmesine ilişkin taleplerinin karşılandığı, 03.01.2011 tarihinde bu kez hak sahibi diğer kız çocuğu konumundaki dava dışı F.S.Yar’ın ölüm aylığı tahsis başvurusunda bulunması üzerine anılan kişiye 01.10.2008 günü itibarıyla aylık bağlanarak 01.10.2008 – Aralık/2010 döneminde davalıya hak ettiğinden fazla ödenen aylıkların yasal faiziyle birlikte kendisinden geri istendiği, sonrasında da işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanaklarından olan 5510 sayılı Kanunun “Yersiz ödemelerin geri alınması” başlığını taşıyan 96. maddesinin Kurumun yersiz ödemeden kaynaklanan alacaklarına ilişkin uyuşmazlıklara uygulanması zorunlu ise de bu konuda 818 sayılı Borçlar Kanununun, geri verilmesi gereken tutarın belirlenmesinde genel hüküm niteliğindeki 63. maddesinin gözetilmesi de gerekmektedir. Söz konusu maddeye göre, haksız olarak (nedensiz) bir edinimde bulunan kimse, onun geri alınması zamanında elinden çıkmış olduğunu kanıtladığı tutar oranında ret ve geri vermekle yükümlü olmamakla birlikte haksız edinimde bulunan, o şeyi kötü niyetle elden çıkarmış veya onu elden çıkarırken sonradan ret ve geri vermeye zorunlu tutulacağını biliyor ise ret ve geri vermekle yükümlüdür. Başka bir anlatımla, iyi niyetli zenginleşen, sebepsiz zenginleşme konusunun kendisinden istendiği tarihten önce elinden çıktığını iddia ve ispat ettiği miktar oranında ret ve geri vermeyle yükümlü değildir; buna karşın, zenginleşen, zenginleşme anında veyasonrasında mal varlığındaki artışın geçerli bir hukuki sebebe dayanmadığını biliyor veya bilmesi gerekiyor ise kötü niyetli sayılmaktadır. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde, 1479 sayılı Kanunun 45., 46., 5510 sayılı Kanunun 34., 97. maddeleri gereğince Kurumun aylık tahsis ve kesme işlemleri yerinde olup 01.10.2008 tarihi itibarıyla F.S.Yar’a aylık bağlanması nedeniyle diğer hak sahibi davalının aylık pay oranı ve tutarının azaldığı, buna bağlı olarak uyuşmazlık konusu dönemde kendisine fazla aylık ödemesi yapıldığı açıktır. Bununla birlikte yersiz ödemelere ilişkin Kurumu yanıltıcı, kasıtlı veya kusurlu herhangi bir davranışı saptanmayan davalının kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığı gibi yaşam deneyimleri, günün ekonomik koşulları, bağlanan aylık tutarı karşısında, aylıkları tüketerek elden çıkardığı da belirgin bulunmakla geri verme yüküm ve sorumluluğunun olmadığının kabulü gerekmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeden, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, anılan 63. madde düzenlemesi dikkate alınmaksızın istemin hüküm altına alınması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davalıya geri verilmesine, 13.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.