Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2338 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26305 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, davacının ölüm aylığı tahsisi istemine ilişkindir.Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. .... Emekli Sandığı Vakfından yaşlılık aylığı almakta iken yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden, hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla vakıf senedi hükümleri gereğince bağlanan ölüm aylığının, davacının 01.03.1995 tarihinden itibaren aynı vakıftan kendi çalışmalarından dolayı aylık alması nedeni ile kesildiği, anılan vakfın 10.06.2003 tarihli Bakanlar Kurulu kararı ile Kuruma devredildiği, davacının 31.08.2010 tarihli babasında ölüm aylığı bağlanması istemli tahsis talebinin Kurumca ret edilmesi sonrası eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.Davanın yasal dayanağı olan 506 sayılı Kanunun Geçici 20. Maddesinde, “Bankalar, sigorta ve reasürans şirketleri, ticaret odaları, sanayi odaları,borsalar veya bunların teşkil ettikleri birlikler personelinin malûllük, yaşlılık ve ölümlerinde yardım yapmak üzere, bu kanunun yayımı tarihine kadar tesis veya dernek olarak kurulmuş bulunan sandıklar, bu kanunun yayımı tarihinden itibaren en geç altı ay içinde: a) ilgili bulundukları banka, sigorta şirketi, reasürans şirketi, ticaret odası, sanayi odası, borsa veya bunların birliklerinin bütün personelini kapsıyacak, b) Bu personelin, iş kazalariyle meslek hastalıkları, hastalık, analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm, eşlerinin analık, eş ve çocuklarının hastalık hallerinde, en az bu kanunda belirtilen yardımları sağlıyacak,c) Sandıkların statülerine tabi personelin bu madde şümulüne giren banka, sigorta şirketi, reasürans şirketi, ticaret odası, sanayi odası, borsa veya bunların birliklerinden birinden diğerine geçmesi halinde bu gibi personelin kendi sandıklarındaki müktesep haklarının da diğer ilgili sandığa veya aralarında kuracakları müşterek bir sandığa intikalini temin edecek,Birer tesis haline getirildiği ve bunu tevsik eden statülerini, bu kanunun yayımı tarihinden en geç altı ay içinde Çalışma Bakanlığına verdikleri takdirde, bu teşekküllerin ve sandıkların personeli işbu kanunun uygulanmasında sigortalı sayılmazlar. …” düzenlemesine yer verilmiş olup anılan düzenleme gereği, ölüm aylığı tahsisi şartlarının irdelenmesinde vakıf tüzüğünün uygulanması gerekmektedir. Vakıf Tüzüğünün 69. Maddesinin I. Bendinde ölüm aylığı, evli olmayan yada dul kalan hak sahibi kız çocuklarının Sosyal Güvenlik Kuruluşlarına tabi bir işte çalışmamaları, buralardan gelir veya aylık almamaları koşullarına bağlanmış, aynı maddenin VI. Bendinde ise gelir yada aylık alma hali aylığın kesilmesi sebebi olarak öngörülmemiştir. Vakfın Kuruma devredildiği 10.06.2003 tarihinden sonrası dönem için ise davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 68. Maddesi olup 506 sayılı Yasanın 68/I/C-a maddesinde, aylık bağlanma koşulları yönünden “sosyal sigortaya, emekli sandıklarına tabi bir işte çalışmayan, buralardan gelir veya aylık almayan kız çocuklarına” aylık bağlanması olanağı verilirken ve aynı maddenin (VI) numaralı bendinde, kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak “çalışma ve evlenme” hali kabul edilmekte iken, 4958 sayılı Yasanın 06.08.2003 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 35. maddesiyle, söz konusu (VI) numaralı bende “buralardan gelir veya aylık almaya” ibaresi eklenerek, böylelikle “Sosyal Sigortadan, Emekli Sandıklarından aylık veya gelir almaya başlama” olgusu, hak sahibi kız çocuklarına bağlanan aylığın kesilme nedeni olarak benimsenmiştir. Değişiklik 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, sonradan yürürlüğe giren yasa hükümlerinin önceki yasa ile oluşan kazanılmış hakları ortadan kaldıramayacağı olgusu karşısında, davacının, vakıf tüzüğü hükümleri gereğince, başlangıçtan itibaren ölüm aylığına hak kazandığı belirgin ise de, vakıf senedinin 90. Maddesinin “Emekli, adi malullük, vazife malullüğü dul ve yetim aylıklarını almak üzere bu aylıkların tahakkuk ettirildiği tarihlerden itibaren aralıksız bir yıl sonuna kadar sandığa müracaat etmeyenlerin aylıkları kesilir. Bunlardan kesilme tarihinden itibaren beş yıl içinde yazı ile sandığa müracaat edenlere kesilen aylıkları tekrar bağlanır ve geçmiş müddete ait aylıkları da toptan ödenir.Bu müddetten sonra müracaat edenlerin aylıkları müracaat tarihini takip eden aybaşından itibaren yeniden bağlanarak ödenir. Ve geçmiş müddet için bir şey verilmez. …” hükmü ile devir tarihi sonrasında geçerli olan 506 sayılı Kanunun 99. Maddesinin “Bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan hallerde, iş kazalarıyla meslek hastalıkları ve ölüm sigortalarından hak kazanılan gelir ve aylıklar, hakkı doğuran olay tarihinden itibaren beş yıl içinde istenmezse zamanaşımına uğrar. Bu durumda olanların gelir ve aylıkları, yazılı istek tarihini takibeden aybaşından itibaren başlar.” hükmü gereği ölüm aylığının kesilme tarihinden itibaren beş yıldan fazla zaman geçmesi nedeni ile 06.08.2003 tarihi öncesine yönelik ölüm aylıklarının anılan hükümler gereği zamanaşımına uğradığının kabulü zorunludur. 506 sayılı Kanuna, 09.07.2005 günü yürürlüğe giren 5386 sayılı Kanunun 2. maddesiyle eklenen geçici 91. maddede, 06.08.2003 tarihinden önce hak sahibi kız çocuklarına bağlanan gelir ve aylıkların, bunların evlenmeleri, Sosyal Sigortaya, Emekli Sandıklarına tabi çalışmaları veya kendi çalışmalarından dolayı buralardan gelir veya aylık almaları hariç olmak üzere geri alınmayacağı, bunlardan, yukarıda belirtilen haller haricindeki nedenlerle gelir veya aylıkları kesilen veya durdurulan kız çocuklarının gelir ve aylıklarının, kesme veya durdurma tarihi itibarıyla istek koşulu aranmaksızın yeniden başlatılacağı açıklanmıştır. Anılan düzenlemeler birlikte değerlendirildiğinde, Yargıtay tarafından kararlı bir şekilde sürdürülen görüş gereğince, ölüm aylığı tahsis engeli olan kendi çalışmalarından dolayı gelir/aylık alma durumu, 06.08.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4958 sayılı Kanunun 35. maddesiyle yapılan değişiklik ile aylığı kesici sebep olarak öngörüldüğü, sonradan yürürlüğe giren yasal düzenlemelerin önceki kanun ile oluşan kazanılmış hakları ortadan kaldırmayacağı yönündeki temel hukuk kuralına göre, değişikliğin 06.08.2003 tarihi ve sonrasındaki dönem için uygulanacağı, bu hali ile, kendi çalışmaları yanında isteğe bağlı sigortalılık süresi de gözetilerek aylık bağlanan ve isteğe bağlı sigortalılık süresi başlı başına aylık bağlamaya yeterli olmayan davacının, 06.08.2003 tarihinden sonraki dönem yönünden de anılan yasal düzenlemeler çerçevesinde ölüm aylığı tahsisi şartlarını taşımadığı gözetilerek, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.