Mahkemesi :İzmir 9. İş MahkemesiTarihi :16.09.2013No :2011/172-2013/524Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalılardan Ç.. Ö.., Ray Sigorta A.Ş. ve Aviva Sigorta A.Ş. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi.. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin tüm, davalılardan Ç.. Ö.. ile Ray Sigorta A.Ş. ve Aviva Sigorta A.Ş. vekillerinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasanın 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı ya da hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında, Mahkemece, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değeri Kurumdan sorularak, bu tutar esas alınarak tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, dava dilekçesinde bildirilen miktarla yetinilerek hüküm kurulması;3-Sigorta Şirketleri yönünden faizin başlangıç (Temerrüt) tarihi belirlenirken; ilgililerce gerekli belgeler de ibraz edilerek 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98,99 ve 108. maddeleri ile 03.05.1997 gün ve 22978 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Karayolları Trafik Garanti Fonu Yönetmeliğinin 12,13 ve 14. maddelerinde yazılı şekilde sigorta şirketine başvurulduğu halde gerekli ödeme yapılmamışsa, HGK’nun 17.10.2001 gün ve 915 – 739 ayrıca 08.10.2003 gün 576 – 543 sayılı kararlarında da belirtildiği gibi, gerekli belgeler eklenerek gerçekleştirilen ödeme isteğini içeren muhtıranın tebliğinden itibaren davalı sigorta şirketi lehine 8 iş günü ek ödeme süresi bulunduğu gözetilerek, sigorta şirketlerinin temerrüde düştüğü tarihin belirlenmesi gerekir.Gerekli belgeler ibraz edilmeksizin başvuruda bulunulmuş veya hiç müracaat edilmemişse sigorta şirketinin temerrüdünden bahsedilemez. Bu durumda faiz başlangıcının; sigorta şirketi aleyhine icra takibine girişilmişse takip tarihi, dava açılmışsa dava tarihi olarak kabul ve tespiti gerekir. Hal böyle olunca, yargılama aşamasında, davacı Kurum tarafından davalı sigorta şirketlerine müracaat edildiğine dair tebliğ belgelerinin ibraz edilmemiş olması karşısında, davalı sigorta şirketleri yönünden faizin başlangıç tarihinin dava tarihi olan 28.02.2011 tarihi olduğunun gözetilmemesi; 4-Davalı sigorta şirketlerinin, zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu, poliçede yazılı sorumluluk limiti ile sınırlı olmasına, bu bağlamda ilam harcı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinden yükümlüğünün de poliçe limitiyle orantılı bulunmasına rağmen, aksinin kabulü ile davalı sigorta şirketlerinin ilam harcı, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin tamamından sorumluluğuna hükmedilmesi;5-Yasa Koyucu tarafından, 25.02.2011 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 13.02.2011 tarih 6111 sayılı Yasanın 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmî ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesi olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı esası getirilmiştir. 6111 sayılı Kanunun, yayımı tarihinde yürürlüğe giren Geçici 1. maddesi ile de, bu Kanunun yayımlandığı tarihten önce meydana gelen trafik kazaları nedeniyle sunulan sağlık hizmet bedelleri, yine Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı belirtilmiştir. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85/1 maddesine göre “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.” 91. maddesine göre de, “İşletenlerin, bu Kanunun 85 inci maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”Tedavi giderleri kapsamında, sigorta şirketinin, Güvence Hesabının, sürücünün ve işletenin, zorunlu olarak sigorta teminatına bağlanması nedeniyle yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Yasa ile getirilen düzenlemenin yürürlüğe girmesi ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. Bu haktan, sigorta sözleşmesinin tarafı olan işleten ile sürücülerinde yararlanması gerekmekte olup, poliçe limiti kapsamında kalan tedavi giderleri nedeniyle sorumlulukları sona erecektir. Sigorta sözleşmesinin sağladığı teminattan yararlanmayanların bu haktan da yararlanamayacakları açıktır. Ancak, zorunlu sigorta teminat tutarlarını aşan tedavi giderlerinin, zarara sebep olan veya hukuken sorumlu olanlar tarafından karşılanacağı, bu kişiler yönünden poliçe limitini aşan kısım yönünden sorumluğun devam edeceği de kabul edilmelidir.Hal böyle olunca, anılan yasal değişikliğin, borca konu kaza ve dava tarihinden sonra yürürlüğe girdiği ve tedavi giderleri tutarının kaza tarihindeki poliçe limitini aşmadığı gözetildiğinde; davalı sigorta şirketleri yönünden tedavi giderlerine yönelik talep hakkında davanın konusunun kalmadığı gözetilerek karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalılardan Ç.. Ö.. ile Ray Sigorta A.Ş. ve Aviva Sigorta A.Ş. vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden davacı lehine oluşan usuli kazanılmış hak durumu da gözetilerek karar verilmek üzere hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan Ç.. Ö.., Ray Sigorta A.Ş. ve Aviva Sigorta A.Ş.'ye iadesine, 10.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.