Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2329 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 490 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi : . İş MahkemesiTarihi : 13.10.2015Dava, hizmet ve sigorta primine esas kazanç (ücret) tutarının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı işveren tarafından işletilen işyerinde 1991 yılından beri ve halen temizlik işçisi sıfatıyla hizmet akdine tabi olarak geçen ve davalı Kuruma bildirilmeyen çalışma sürelerinin tespitine ilişkin davada, davacı 1991 yılından bu yana aralıksız çalıştığının tespitini talep etmiş ise de, ayrı ayrı işverenler nezdinde geçen çalışma iddialarının farklı davaların konusu olabileceği, hatta birden fazla işveren aleyhine açılmış olsa bile bu davaların tefrik edilerek görülmesi gerektiği, davalı işveren adına kayıtlı işyerinin faaliyete başladığı tarihten itibaren davacının bildirimlerinin tam olarak yapıldığı ve davacının davalı işveren nezdindeki çalışması yönünden eksiklik bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Yargılama sırasında resmi belge veya yazılı delil esas ise de; somut bilgilere dayanması ve inandırıcı olmaları koşuluyla tanık beyanları ile de ispatı mümkündür.506 sayılı Kanunun 5.maddesi, işyerinin tanımını sigortalının işini yaptığı yer olarak ifade eder. 4857 sayılı Yasa'nın 2.maddesine göre de; işyeri, işveren tarafından mal veya hizmet üretmek amacıyla maddi olan ve olmayan unsurlar ile işçinin birlikte örgütlendiği birim olarak tarif edilir. Keza işyeri, işyerine bağlı yerler, eklentiler ve araçlar ile oluşturulan iş organizasyonu kapsamında bir bütündür. İşyeri veya işyerinin bir bölümü hukuki bir işleme dayalı olarak başka birine devredildiğinde, devir tarihinde işyerinde veya bir bölümünde mevcut olan iş sözleşmeleri bütün hak ve borçları ile birlikte devralana geçeceği gibi; sigortalıların çalıştırıldığı işyeri devredilir veya intikal ederse, eski işverenin kuruma olan sigorta primi ile gecikme zammı ve faiz borçlarından, aynı zamanda yeni işveren de müteselsilen sorumludur.Eldeki davada; Mahkemece, yukarıda belirtilen gerekçelerle istemin reddine karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli görünmemektedir. Dosyada mevcut 21.10.2014 tarihli kolluk araştırma tutanağına göre çalışmanın geçtiği M..Mah. Kadem Sokak No:.. Karaköy-B.../İ... adresinde bulunan genelevin ve bu işyerinin şubelerinin çeşitli dönemlerde S....Y.. A..., Ş..Y.... ve davalı işveren tarafından işletildiği anlaşılmakta olup, davacının dava konusu dönemde 01.04.2003-11.09.2006 tarihleri arasında fasılalarla... unvanlı S... Y.. A.. adına tescilli işyerinden, 01.05.2007-30.11.2010 tarihleri arasında da fasılalarla ....sicil nolu Ş. Y. adına tescilli işyerinden bildirimlerinin bulunduğu görülmektedir. Buna göre öncelikle davalıya ait işyerinin ve davacının bildirimlerinin yapıldığı diğer işyerlerine ait ticaret sicil kayıtlarının ve Kurumda mevcut işyeri dosyalarının, bu işyerlerinin ticaret sicil kayıtlarında ve Kurum’da yer alan ortak/işveren bilgileri ve dava konusu dönem bordroları getirtilmeli, işverenlerin vergi kayıtları celbedilmeli, ilgili Emniyet Müdürlüğünden ve Belediye Başkanlığı’ndan işverenlere ait işyeri açma ve çalıştırma belgeleri istenilmeli, hem ticaret sicil kayıtlarından hem vergi dairesi kayıtlarından yapılacak araştırma ile bu işyerleri arasında 506 sayılı Yasa'nın 82. maddesi uyarınca, işyerinin devri veya intikali mevcut olduğu belirlenir ise, eski işverenlerin Kuruma olan prim borçlarından yeni işverenin de müteselsilen sorumlu olacağı gerçeği göz önünde bulundurulmalı, işverenlerin faaliyet dönemleri net bir biçimde tespit edilmeli, böylece elde edilecek sonuca göre, davacının çalışmasının/çalışmalarının geçtiği işyerleri, çalışma süreleri tespit edilerek, davalı dışında çalışmanın tespiti halinde bu işverenlere de usulüne uygun husumet yöneltilmeli, tarafların gösterdiği ve davanın kamu düzenine ilişkin niteliği gereği Mahkemece resen gerekli görülen deliller toplanarak elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.