Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23197 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27527 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi :İş Mahkemesi Davacılar, kesilen ölüm aylıklarının yeniden bağlanması gerektiğinin ve yersiz aylıklar nedeniyle Kuruma borçlu olmadıklarının tespiti ile yapılan kesintilerin iadesini, ayrıca, murislerinin 506 sayılı Yasa hükümlerine göre, terdiden 1479 sayılı Yasa hükümlerine göre yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitini istemişlerdir.Mahkeme, davacıların yersiz aylıklar nedeniyle Kuruma borçlu olmadıklarının, kesilen ölüm aylıklarının yeniden bağlanması gerektiğinin, ayrıca davacıların murisine 4/1-b sigortalılığına göre yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar vererek istemi kısmen hüküm altına almıştır.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davaya konu somut olayda, 1973-30.11.1983 ve 01.01.1991-30.06.1991 tarihleri arasında toplam 2435 gün 506 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı, 21.05.1984-02.01.1992 tarihleri arasında da 2741 gün 1479 sayılı Yasaya tabi sigortalılığı bulunan davacıların murisinin 02.01.1992 tarihinde vefatından sonra, hak sahibi sıfatıyla eşi ve oğlu olan davacılara, murisin salt 506 sayılı Yasaya tabi çalışmaları gözetilerek 15.05.1991 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa hükümleri gereğince ölüm aylığı bağlandığı, davacılardan S...'in, murisin Bağ-Kur primlerinin SSK primlerine aktarılarak ölüm aylığının yeniden belirlenmesi yönündeki talebi üzerine Kurumca 2013 yılında gerçekleştirilen işlemle, murisin ölüm tarihinde Bağ-Kur sigortalısı olduğu gerekçesiyle 2829 sayılı Kanun uygulanmak suretiyle davacıların ölüm aylıklarının başlangıçtan itibaren kesilerek ödenen aylıklar için borç tahakkuk ettirildiği, 22.04.2013 tarihinde murislerinin Bağ-Kur prim borçlarını ödeyen davacılara, 30.04.2013 tarihli ölüm aylığı tahsis başvurularına istinaden davalı Kurumca, aylıklarından kesinti yapılmak suretiyle 01.05.2013 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa hükümlerine göre ölüm aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Mahkemenin, davacıların ölüm aylıklarının kesildiği tarihten itibaren bağlanması gerektiği ve yersiz aylıklar nedeniyle Kuruma borçlu olmadıklarına ilişkin kabulü isabetli ise de; ölümünden önce yaşlılık aylığı tahsis başvurusunda bulunmadığı belirgin bulunan davacıların murisine, şartları oluşmadığı halde yaşlılık aylığı bağlanmasına karar verilmek suretiyle, kendi içinde çelişkili de olacak şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.Yukarıda belirtilen hukuki ve fiili durumlar ışığında, mahkemece yapılması gereken iş, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun "Hakimin davayı aydınlatma ödevi" başlıklı 31. maddesi kapsamında, davacı taraftan davanın konusu ile talep sonucunu açıklattırmak, giderek talebe göre yapılacak inceleme ve araştırma sonucu yapılacak değerlendirmeye göre bir karar vermekten ibarettir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek, eksik araştırma ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 29.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.