Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 23191 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27740 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi : Samsun 2. İş Mahkemesi Tarihi : 13.05.2014No : 2010/167-2014/259Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-) Bina inşaatı işyerinde çalışmakta iken 25.10.2007 tarihinde iş kazası geçiren, 17.10.2007 günü çalışmaya başladığı yönünde hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesi kaza tarihinde davacı Kuruma verilen sigortalının sürekli iş göremezlik durumuna girdiği, kendisine yapılan sosyal sigorta yardımları nedeniyle uğranılan davacı Kurum zararının tümünün davalı alt işverenden rücuan alınması için 506 sayılı Kanunun 10. ve 26. maddelerine dayalı olarak işbu davanın açıldığı, mahkemece yapılan yargılamada, kazanın oluşumunda dava dışı asıl işveren konumundaki G... İnşaat ve Yapı Malzemeleri Sanayi ve Ticaret A.Ş.’nin %40, davalı alt işverenin %55, sigortalının %5 oranında kusurlu olduğu yönünde düzenlenen bilirkişi raporları kapsamında istemin %55 oranı üzerinden kısmen hüküm altına alındığı anlaşılmakta olup diğer taraftan Kurumca, bu kez G… A.Ş.’ne karşı Samsun 3. İş Mahkemesi’ne %95 oranı üzerinden 2013/580 Esas numaralı dava açıldığı, mahkemece 13.05.2014 tarihinde her iki dosyanın birleştirilmesine karar verildiği, 2014/170 Karar numaralı anılan dosya kendisine gönderilen Samsun 2. İş Mahkemesi’nin, birleştirilen işbu temyiz denetimi gerçekleştirilen inceleme konusu dosya Yargıtay’a gönderildiğinden 2014/518 Esas sayısı üzerinden asıl işveren G... A.Ş. hakkında yargılama başlattığı belirgindir.Davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 9. maddesinde, işverenin, çalıştıracağı kimseleri, işe başlatmadan önce işe giriş bildirgeleriyle Kuruma doğrudan bildirmekle veya bu belgeleri iadeli-taahhütlü olarak göndermekle yükümlü olduğu, inşaat işyerlerinde işe başlatılacak kimseler için işe başlatıldığı günKuruma veya iadeli-taahhütlü olarak postaya verilen işe giriş bildirgeleri ile Kuruma ilk defa işyeri bildirgesi verilen işyerlerinde işe alınan işçiler için en geç 1 ay içinde Kuruma verilen veya iadeli-taahhütlü olarak gönderilen işe giriş bildirgelerinin de süresi içinde verilmiş sayılacağı belirtilmiş, 10. maddesinde, sigortalı çalıştırılmaya başlandığının süresi içinde Kuruma bildirilmemesi durumunda bildirgenin sonradan verildiği veya sigortalı çalıştırıldığının Kurumca saptandığı tarihten önce gerçekleşen iş kazası, meslek hastalığı, hastalık ve analık hallerinde ilgililerin sigorta yardımlarının Kurumca sağlanacağı, ancak, belirtilen sigorta olayları için Kurumca yapılan ve ilerde yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarı ile gelir bağlanırsa bu gelirlerin hesap edilecek sermaye değerleri tutarının, 26. maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın işverene ayrıca ödettirileceği açıklanmıştır.Bu tür rücu davalarında 506 sayılı Kanunun 26. maddesi ile birlikte 10. maddesinin de uygulanması gerektiğinde, maddedeki “26. maddede yazılı sorumluluk halleri aranmaksızın” ibarelerinden yola çıkılıp, gelir ve giderlerin tümü üzerinden 818 sayılı Borçlar Kanununun 43. ve 44. (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 51-52.) maddeleri gereğince sigortalının kusurunun yarısından az olmamak üzere hakkaniyet indirimi yapılarak işverenin sorumlu tutulacağı tutarlar belirlenmelidir.Yukarıdaki açıklama ve yasal düzenlemeler ışığında yapılan değerlendirmede, sigortalının bildirimi yasal süresinde gerçekleştirilmediğinden 10. maddenin uygulama koşullarının varlığı belirgin olmakla, şu durumda söz konusu madde çerçevesinde ilgililerin sorumluluk oran ve tutarları saptanmalı, birleştirme kararı verilen 2014/518 Esas numaralı davanın sonucu araştırılarak birleştirme kararı doğrultusunda yapılacak irdelemeyle elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu 10. madde yerine 26. madde kapsamında uygulama yapılarak eksik rücu alacağının karara bağlanması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 28.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.