Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2317 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 27774 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Hukuk(İş) MahkemesiDava, hak sahibi konumunda yer alan davalıya yersiz ödendiği ileri sürülen ölüm aylıklarının yasal faiziyle birlikte geri alınması istemine ilişkindir.Mahkemece, yetkisizlik kararı verilerek, dosyanın yetkili İş Mahkemesi’ne gönderilmesi yönünde hüküm kurulmuştur.Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı 2004 yılında kesinleşen davalıya, 2003 yılında yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden 506 sayılı Kanun hükümlerine göre hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davacı Kurumca 2010 yılında gerçekleştirilen işlemle 01.10.2008 tarihi itibarıyla kesilerek, 18.10.2008 – 17.07.2010 döneminde yersiz ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirilip işbu davanın açıldığı, mahkemece yapılan yargılama aşamasında davalının, yerleşim yerinin bulunduğu .... Mahkemesi’nin yetkili olduğunu belirterek yasal süresi içerisinde yönelttiği itirazına dayanılarak karar verildiği anlaşılmaktadır.5510 sayılı Kanunun “Uyuşmazlıkların ??özüm yeri” başlığını taşıyan 101. maddesinde, bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği belirtilerek görev konusu açıklanmış olmasına karşın, Kanunda yetkiye ilişkin herhangi bir genel düzenleme yapılmamıştır. “Primlerin ödenmesi” başlıklı 88. maddenin on dokuzuncu fıkrasında, Kurumun prim ve diğer alacaklarının tahsilinde, 6183 sayılı Kanunun uygulanmasından doğacak uyuşmazlıkların çözümlenmesinde Kurumun alacaklı biriminin bulunduğu yer iş mahkemesinin yetkili olduğu bildirilmiş ise de, bu hükmün, inceleme konusu davada uygulama yeri bulunmamaktadır. Diğer taraftan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde, iş mahkemelerinde açılacak her davanın, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medeni Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabileceği, 15. maddesinde ise bu Kanunda açıklık bulunmayan durumlarda Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu hükümlerinin uygulanacağı bildirilmiş, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 16. maddesinde ise; haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinin de yetkili olduğu yönünde özel yetki kuralı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6. maddesinde, genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu, yerleşim yerinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu hükümlerine göre belirleneceği öngörülmüş, 4721 sayılı Kanunun 19. maddesinde, yerleşim yerinin bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yer olduğu, bir kimsenin aynı zamandan birden çok yerleşim yerinin olamayacağı, 20. maddesinde, bir yerleşim yerinin değiştirilmesinin yenisinin edinilmesine bağlı olduğu belirtilmiştir. Şu durumda bu tür davalarda, yetkili mahkeme sorununun anılan yasal düzenlemeler kapsamında çözüme kavuşturulması gerekmekte olup dava tarihi itibarıyla davalının yerleşim yerinin esas alınması gerektiği açıktır. Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığında dava değerlendirildiğinde; ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü tarafından gerçekleştirilen araştırma sonucu, Kurum işleminin tesis edildiği, çekişme konusu, davacı ve boşandığı eşinin fiilen birlikte yaşama olgusunun gerçekleştiği iddia edilen yerin, ... ilçesi olduğu, ayrıca dava dilekçesinin 12.05.2010 tarihinde ... adresinde bizzat davalı tarafından tebliğ alındığı, Kurumca rapor düzenlenmesi esnasında yine davalı beyanının .... adresindeki .... Polis Karakolunda alındığı , davalının sürekli kalma niyetiyle oturulan yer olarak tanımlanan yerleşim yerinin ve haksız fiil niteliğindeki eylemin tespit edildiği yerin .... ilçesi olduğu belirgindir. Bu halde, Mahkemece işin esasına girilip, uyuşmazlığın çözümlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yetkisizlik kararı verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,16.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.