Mahkemesi : Pazar (Rize) 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 12.05.2014No : 2010/461-2014/486Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Hükmün, davacı vekili ile davalılardan SGK Başkanlığı ve E.. Mobilya San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalılardan SGK Başkanlığı ve E.. Mobilya San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti. vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-) Davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Davacı, 01.05.1998-17.05.2010 tarihleri arasında davalılardan E.. Mobilya San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti.'ne ait işyerinde hizmet akdine dayalı olarak kesintisiz çalıştığının tespitini istemiş, Mahkemece; davacının, 01.01.2001-14.05.2001, 01.01.2003-22.01.2003, 20.11.2004-11.07.2005, 04.10.2005-30.10.2005, 01.11.2005-22.12.2005, 23.12.2005-19.01.2006, 06.02.2010-09.03.2010 tarihleri arasında davalı E.. Mobilya Sanayi Dış Tic. Ltd. Şti nezdinde çalıştığının tespitine, 12.07.2001-04.01.2002 tarihleri arasına yönelik talebinin reddine, 20.11.2004-11.07.2005 ve 01.11.2005-22.12.2005 tarihleri arasında davalı S.. E.. bünyesinde gözüken hizmetlerinin de iptaline karar verilerek istem kısmen hüküm altına alınmıştır.Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasanın 79/10. ve 5510 sayılı Yasanın 86/9. maddeleri olup, bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmelerinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiğikanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, re'sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır. Ayrıca, 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi hükmüne göre; Kuruma bildirilmeyen hizmetlerin sigortalı hizmet olarak değerlendirilmesine ilişkin davanın, tespiti istenen hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içinde açılması gerekir. Çalışmanın tespiti istemiyle hak arama yönünden kanun ile getirilen süre, doğrudan doğruya hakkın özünü etkileyen hak düşürücü niteliktedir ve dolması ile hakkın özü bir daha canlanmamak üzere ortadan kalkmaktadır. 506 sayılı Kanunun kabul edilip yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla beş yıl olarak öngörülen süre, 09.07.1987 tarihinde yürürlüğe giren 3395 sayılı Kanunun 5. maddesiyle on yıla çıkarılmış, daha sonra 07.06.1994 tarihinde yürürlüğe giren 3995 sayılı Kanunun 3. maddesiyle yeniden beş yıl olarak belirlenmiştir. Bu yönde, anılan madde hükmünde yer alan hak düşürücü süre; yönetmelikle tespit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalışmaları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar için geçerlidir. Bir başka anlatımla; sigortalıya ilişkin olarak işe giriş bildirgesi, dönem bordrosu gibi yönetmelikte belirtilen belgelerin Kuruma verilmesi yada çalışmaların Kurumca tespit edilmesi halinde; Kurumca öğrenilen ve sonrasında kesintisiz biçimde devam eden çalışmalar bakımından hak düşürücü sürenin geçtiğinden söz edilemez. Ne var ki; sigortalının Kuruma bildiriminin işe giriş tarihinden sonra yapılması, bir başka ifade ile sigortalının hizmet süresinin başlangıçtaki bir bölümünün Kuruma bildirilmeyerek sonrasının bildirilmesi ve Kuruma bildirimin yapıldığı tarihten önceki çalışmaların, bildirgelerin verildiği tarihide kapsar biçimde kesintisiz devam etmiş olması halinde, Kuruma bildirilmeyen çalışma süresi yönünden hak düşürücü sürenin hesaplanmasında; bildirim dışı tutulan sürenin sonu değil, kesintisiz olarak geçen çalışmaların sona erdiği yılın sonu başlangıç alınmalıdır. Öte yandan, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2003/21 - 43 Esas, 2003/97 Karar ve 26.02.2003 tarihli kararında ayrıntıları açıklandığı üzere; kural olarak işe giriş bildirgeleri ve ücret ödeme bordroları sigortalının imzasını içermelidir. Sigortalı, anılan belgeleri hile, hata veya manevi baskı altında imzaladığını ileri sürmemiş veya imzanın kendisine ait olmadığını yada kesintisiz çalıştığını söylememiş ise, birden fazla işe giriş bildirgesinin varlığı ve işyerinden yapılan kısmi bildirimler, sigortalının o işyerinde kesintili çalıştığına karine oluşturur. Bu karinenin, aksinin, ancak, eş değerde delillerle kanıtlanması gerekmekte olup tanık sözlerine değer verilemez. Bu halde ise hak düşürücü sürenin kesinti tarihleri dikkate alınarak her bir dönem bakımından ayrı ayrı değerlendirilmesi gerekecektir. İnceleme konusu davada, mahkeme, 04.01.2002 tarihli işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya ait olduğu tespit edildiğinden 12.07.2001-04.01.2002 tarihleri arasına ilişkin istemin hak düşürücü süreye uğradığı gerekçesiyle anılan dönem yönünden istemin reddine karar vermiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Dosyada mevcut bulunan 25.04.2013 tarihli bilirkişi raporu ile, 04.01.2002 tarihli işe giriş bildirgesindeki imzanın davacının el ürünü olduğu tespit edilmiş ise de, işyerinin özel işyeri olduğu da gözetildiğinde, hizmet tespiti davasının her türlü delille ispatlanmasının mümkün olduğu dikkate alınarak, davacı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü davalı işverenlik tarafından muhasebe işleri için olduğu söylenerek davacıya belgeler imzalatıldığı yönündeki iddiası üzerinde durulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, kesintili mi, sürekli mi olduğu, hiçbir kuşku ve duraksamaya meydan vermeyecek biçimde belirlenerek, davaya konu talep hakkında bir karar verilmelidir.Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı ve davalılardan E.M.. San. Paz. Dış Tic. Ltd. Şti.'ne iadesine, 07.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.