Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 2313 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 16697 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : İş Mahkemesi Tarihi : 17.03.2015Dava,davacının 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu kapsamında almış olduğu yaşlılık aylığından Kurum tarafından yersiz ödeme gerekçesiyle yapılan kesintilerin kaldırılarak ve Kuruma borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davacının 3269 sayılı Uzman Erbaş Kanununa tabi ve Emekli Sandığı ile ilgilendirilmek suretiyle uzman çavuş olarak görev yapmakta iken 02.08.2010 tarihinde görevinden ayrıldığı ve 5434 sayılı Kanunun 12. maddesine göre 15.12.2010 tarihi itibariyle yaşlılık aylığına hak kazandığı, 2013 yılında yapılan incelemede, davacıya bağlı olduğu Kara Kuvvetleri Komutanlığı tarafından 3269 sayılı Kanunun 16/2. mad. uyarınca ikramiye ödendiğinin tespit edilmesi üzerine davalı Kurum tarafından mükerrer ve yersiz olarak ödenen 26.453,14 TL tutarındaki emekli ikramiyesinin davacının yaşlılık aylığından 01.01.2013 tarihi itibariyle kesinti yapılarak tahsil edilmeye başlandığı anlaşılmaktadır. 5510 sayılı Yasa'nın Geçici 4'üncü maddesinde, “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanuna göre; aylık, tazminat, harp malûllüğü zammı, diğer ödemeler ve yardımlar ile 8/2/2006 tarihli ve 5454 sayılı Kanunun 1'inci maddesine göre ek ödeme verilmekte olanlara, bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanunda kendileri için belirtilmiş olan şartları haiz oldukları müddetçe bunların ödenmesine devam olunur. Ancak, 5 ilâ 10 yıl arasında fiili hizmet süresi olan iştirakçilerden dolayı dul ve yetim aylığı almakta olanların, aylık ve diğer ödemeleri, bu Kanunun 32'nci, 34'üncü ve 37'nci maddelerindeki şartları haiz oldukları müddetçe devam edilir.Bu madde kapsamına girenlerin aylıklarının bağlanması, artırılması, azaltılması, kesilmesi, yeniden bağlanması, toptan ödemeleri, ilgi devamı, ihya ve borçlanmaları, diğer ödemeler ve yardımlar ile emeklilik ikramiyeleri hakkında bu Kanunla yürürlükten kaldırılan hükümleri de dahil 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre işlem yapılır ve bu maddenin uygulanmasında mülga 2829 sayılı Kanun hükümleri ayrıca dikkate alınır…” hükmüne yer verilmiştir.Diğer taraftan “Uyuşmazlıkların çözüm yeri” başlığını taşıyan; 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 134’üncü maddesinde, bu Kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun 01.10.2008 günü yürürlüğe giren 101’inci maddesinde de, bu Kanun'da aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmıştır.Yukarıdaki açıklamalar ışığı altında yapılan değerlendirmeye göre, Emekli Sandığına tabi olan davacı tarafından emekli ikramiyesi istemi ile davalı Kuruma yönelik İş Mahkemesine açılan ve görülen inceleme konusu davada, taraflar arasındaki hukuki uyuşmazlığın çözümünde 506 veya 5510 sayılı Kanunun uygulama yeri bulunmadığından, sözü edilen 134. ve 101’inci madde hükümlerine göre sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemeleri görevli olmayıp, bu tür davalar idari yargının görev alanı içerisinde yer almakta olup, yargı yolu yanlışlığı nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, mahkemece hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 18.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.