Mahkemesi : Tufanbeyli Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 14.12.2011No : 2007/112-2011/204Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir Mahkeme, uyulan bozma ilâmı uyarınca davanın kısmen kabulüne karar vermiştir.Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, 02.09.2004 tarihinde meydana gelen tarfik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelir ile yapılan cenaze ödemesinden oluşan 56.353,29 TL'lik sosyal sigorta yardımlarının kusurlu sürücü Mehmet Sezgin mirasçıları ile Güvence Hesabı'ndan 1479 sayılı Yasa'nın 63'üncü maddesi uyarınca rücuan tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, Güvence Hasabı tarafından hak sahiplerine ödendiği iddia olunan 31.220 TL'nin, farazi alınan 01.01.2005 tarihinden, 18.04.2011 rapor tarihine kadarki işlemiş faizi ilave edilmek suretiyle yapılan güncelleme hesabıyla elde edilen 49.846,79 TL'nin poliçe limitini (40.000 TL) aştığından bahisle davalı Güvence Hesabı yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Diğer davalı kusurlu sürücü mirasçıları yönünden ise, %100 muris sürücü kusuru gözetilerek, Güvence Hesabı tarafından hak sahiplerine ödenen tutar karşılığı olan 31.220 TL'nin mirasçılardan tahsiline karar verilmiştir.Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.Sigorta Şirketleri 1479 sayılı Kanunun 63. maddesi hükmüne göre Bağ-Kur’un rücu hakkını haiz bulunduğu “diğer sorumlular” kapsamındadır ve 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumlulukları mevcuttur.Bağ-Kur’a anılan madde ile tanınan rücû hakkı Kanundan doğan bağımsız bir rücu hakkı vasfında olup, tazmin sorumlularının sigortalı ya da hak sahiplerine yapmış oldukları ödemelerin rücu alacağından düşülmemesi gerekmekte ise de; Sigorta Şirketlerinin 2918 sayılı Kanun kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluğu nedeniyle poliçe limitini teşkil eden miktar, Kurumun rücû davasından önce sigortalı ya da hak sahiplerine ödediğinin geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda; Sigorta Şirketlerinin akdî ilişkiye dayalı olarak trafik kazasında zarar gören kişinin hak sahiplerine yaptığı ödeme ölçüsünde sorumluluğundan kurtulacağı gözönünde tutularak mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından ödediği miktar kadar Kuruma karşı sorumlu tutulmaması gerekir.Yukarıdaki bilgiler ışığı altında;Öncelikle davalı Güvence Hesabı'nın, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan ödemeler yönünden sorumluluğunun açıklığa kavuşturulması için, ödemeye ilişkin tüm kayıt ve belgeler ile ödeme iddiasının varlığı usulünce araştırılarak(belge asılları davalı Şirketten celbedilerek, gerekirse sigorta şirketinin kayıtları üzerinde sigorta ve mali mevzuattan anlayan bilirkişiler marifetiyle inceleme yapılarak) ödeme olgusunun varlığı saptanmalıdır.Yapılacak araştırma sonucu ödemenin sabit olması halinde, hak sahiplerine yapılan ödeme tutarı, kaza tarihinde geçerli poliçe limitinden düşülerek, limit dahilinde bakiye tutar yönünden Güvence hesabının sorumluluğuna karar verilmesi gerekirken; somut uyuşmazlıkta uygulama yeri bulunmayan ödemenin güncelleştirilmesi suretiyle sonuca gidilmesi hatalıdır.Öte yandan, kusurlu aracın sürücüsü olan Mehmet Sezgin'in yasal mirasçılarının sorumluluğu, murislerinden dolayı kusur sorumluluğuna dayanması ve giderek, muris sürücünün %100 kusurlu bulunması karşısında, davalı kurum alacağının tamamından sorumluluklarına hükmedilmesi gerekirken, Güvence Hesabınca hak sahiplerine yapılan harici ödemeyle sınırlı şekilde sorumluluklarına hükmedilmiş olması ayrıca isabetli görülmemiştir.Mahkemece açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma, inceleme ile yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, hükmü temyiz eden davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.