Mahkemesi : İstanbul 19. İş Mahkemesi Tarihi : 08.10.2013No : 2013/52-2013/81Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalılar avukatları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Davacı kurum, 15.09.2010 tarihli trafik iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelirlerden oluşan kurum zararının 5510 sayılı Yasanın 12 ve 21. maddelerine istinaden rücuan tazminini istemiştir.Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Yasanın 21. maddesinin açık hükmünden de anlaşılacağı üzere, madde kusur sorumluluğuna dayanmakta olup, davalılar Kurumun rücu alacağından kusurları oranında sorumludur. İş kazasının oluşumuna etken kusur oranlarının saptanmasına yönelik incelemede; öncelikle, iş kazasının ne şekilde olduğu, dosya içeriğindeki tüm deliller takdir olunarak, varsa çelişki giderilerek, belirlenmeli ve kabul edilen maddi olgular doğrultusunda, ihlal edilen mevzuat hükümleri, zararlı sonuçların önlenmesi için koşulların taraflara yüklediği özen ve dikkat yükümüne aykırı davranışın doğurduğu sonuçlar, ayrıntılı olarak irdelenip, kusur aidiyet ve oranları gerekçeleriyle ortaya konulmalıdır.Dosya kapsamına göre; davalı SGS Turizm…Ltd. Şti.’nde 01.02.2010 tarihinde çalışmaya başlayan sigortalının, diğer davalı Sultangazi Belediyesi ile yapılan sözleşme ile üstlenilen çevre temizlik çöp toplama işinde şoför olarak görevli olduğu, kaza tespit tutanağına göre, olay günü, Belediye tarafından kiralanan.. plakalı araçla seyir halinde iken aracın direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu meydana gelen tek taraflı trafik iş kazası sonucu vefat ettiği, davalı tarafça, olay sırasında kullanılan aracın 3 nolu bölge ekibinin görev aracı olup, olay günü sigortalının aracın anahtarlarını asılı olduğu panodan izinsiz alınarak kullandığının savunulduğu anlaşılmaktadır.Mahkemece, davalı SGS Turizm…Ltd. Şti.’nin % 70, diğer davalı Belediyenin ise % 30 kusurlu olduğu kanaatinin bildirildiği makine mühendisi ve avukat hesap uzmanı bilirkişilerden oluşan kuruldan alınan rapor esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.O halde yapılacak iş; öncelikle savcılık soruşturmasına ilişkin tüm belgeler getirtilmeli, ceza davası ve iş müfettiş raporu olup olmadığı araştırılmalı, tarafların sunduğu tüm deliller toplanarak olayın oluşu tereddütsüz belirlenerek varsa çelişkiler giderilmeli, gerekirse tanıkların da ayrıntılı beyanları alınmalı, kabul edilen maddi olgular doğrultusunda işçi sağlığı ve iş güvenliği ile trafik iş kazasının vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişi heyetinden tarafların kusur oran ve aidiyetleri konusunda oluşa uygun, sigortalının da kusur durumunu irdeleyen, ölüm olayı ile mevzuata aykırı olduğu iddia edilen kusurlu eylem arasında uygun illiyet bağını değerlendiren kusur raporu alındıktan sonra, sonucuna göre karar verilmelidir.Mahkemece; yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz kusur raporu ile yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.2-5510 sayılı Yasanın 21. maddesinin birinci fıkrasında, iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamının, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirileceği açıklanmıştır. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Buna göre, gelirlerin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerleri ile yargılamada yöntemince hesaplanacak maddi zarar karşılaştırması yapılıp, düşük (az) olan tutar, sorumluların kusur oranı toplamına uygulanarak, taleple bağlılık ilkesi de gözetilmek suretiyle, hüküm kurulması gerekmektedir.Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca gerçek zarar tavan hesabı yapılmaksızın, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Öte yandan; karar tarihinde yürürlükte olan A.A.Ü.T. uyarınca davacı lehine kabul edilen tutar üzerinden nispi vekalet ücreti verilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine karar verilmesi, isabetsizdir.O hâlde, davalılar avukatlarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.