Mahkemesi : Bakırköy 17. İş MahkemesiTarihi : 05.09.2013No : 2013/165-2013/40Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine,2-Dava, 13.05.2005 tarihli trafik-iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan peşin değerli gelirlerin, davalı sürücü ve kullanılan aracı sigortalayan sigorta şirketi ile plakası ve sürücüsü belli olmayan fakat kazanın meydana gelmesinde kusurlu olduğu iddiasında bulunulan araç sebebiyle T.. B.. Garanti Fonundan (Güvence Hesabı) tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine karar verilmişse de, davalı Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği yönünden davanın hatalı gerekçe ile reddedildiği anlaşılmaktadır. Davaya konu somut olayda; dava dışı bir nakliye firmasının aracını kullanan sigortalının, önüne plakası tespit edilemeyen bir başka aracın aniden çıkması ile direksiyon hakimiyetini kaybedip karşı şeritten gelen ve davalı sürücü tarafından kullanılan kamyon ile çarpışması sonucu vefat ettiği sabittir. Mahkemece uzman bilirkişiden alınan kusur raporuna göre kazaya neden olan plakası meçhul arac sürücüsü % 40, kazalı sigortalı % 60 kusurludur. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 26. maddesi ile 2918 sayılı Kanunudur. 506 sayılı Kanunun 26. maddesi "İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya işçilerin sağlığını koruma ve işgüvenliği ile ilgili mevzuat hükümlerine aykırı hareketi veyahut suç sayılabilir bir hareketi sonucu olmuşsa, Kurumca sigortalıya veya haksahibi kimselere yapılan veya ileride yapılması gerekli bulunan her türlü giderlerin tutarları ile gelir bağlanırsa bu gelirlerinin 22 nci maddede belirtilen tarifeye göre hesaplanacak sermaye değerleri toplamı Kurumca işverene ödettirilir." hükmünü içermektedir. Güvence Hesabının sorumluluğu ise 2918 sayılı Yasanın 85 ve devamı maddelerinde düzenlenen işletenin sorumluluğu esasına dayandırılmıştır. İşletenin hukuki sorumluluğunu üzerine alan Güvence Hesabı ancak işletenin kusuru oranına isabet eden ve teminat limitleri içinde kalan zarardan sorumlu olduğu ilkesi dikkate alınarak davacı Kurumca sigortalıya bedensel zararlardan dolayı yapılan yardımlardan sorumludur. Anılan madde gereği, işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur. Zira, her ne kadar 14.06.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu ile yeni düzenlemeler yapılmış ise de; olay tarihinde yürürlükte bulunan ve davanın yasal dayanağı olan 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 108. maddesince, "Bu Kanuna göre, zorunlu mali sorumluluk sigortasına tabi motorlu araçların sebep olacakları zararların, aşağıdaki durumlarda işletenin sorumluluğuna ilişkin kurallar uyarınca geçerli teminat tutarları dahilinde karşılanması amacıyla Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde bir Karayolu Trafik Garanti Sigortası Hesabı oluşturulur." ki aynı düzenlemenin devamında, Kazanın meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde zorunlu mali sorumluluk sigortasını yaptırmamış olan işletenlerin neden olduğu bedensel zararlar için de bu hesaba başvurulabileceği belirtilmiştir.Yukarıdaki açıklamalar dikkate alındığında, T.. B..nin, plakası meçhul arac sürücüsünün % 40 kusuru ve poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğu dikkate alınmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA 04.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.