Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 22021 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16611 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Karaman İş Mahkemesi Tarihi : 15.05.2014No : 2013/115-2014/155Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakim .. tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hakkında verilen boşanma kararı 24.9.2004 tarihinde kesinleşen davalı H.. K..'ya 5.1.1993 günü yaşamını yitiren sigortalı annesi üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle davalı Kurumca gerçekleştirilen işlemle 1.10.2008 tarihi itibarıyla kesildiği, aynı zamanda vefat eden annesi üzerinde sağlık yardımı yapıldığı, yapılan sağlık yardımının ödenmemesi sebebiyle davalı hakkında sağlık giderinin tahsili için Karaman 4.İcra Müdürlüğünün 2012/3403 sayılı dosyası üzerinden icra takibi yapıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliği edildiği ve davalının süresi içerisinde 30.7.2012 tarihinde borca itiraz ettiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmaktadır. Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkras??nda, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle Anayasa'nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri Ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanununun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Emniyet Müdürlüğü/Jandarma Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, böylelikle boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.İnceleme konusu davaya ilişkin olarak; davacı, süresi içerisinde itirazın iptali davası açarak vefat eden annesi üzerinden davalı adına ödenen sağlık giderlerinin iadesinin talep edildiği mahkemece, boşandığı eşi H.. A..'in 4/a kapsamında zorunlu sigortalı olduğu, sağlık hizmetlerinden yararlandığı gerekçesinde davanın reddine karar verildiği, 5510 sayılı yasanın 60. maddesi gereğince davalının boşandığı eşinden sağlık yardımı alması mümkün bulunmadığı, talebin boşanılan eşle filen birlirkte yaşamanın gerekleşmesi sebebiyle yersiz ödenen sağlık giderlerinin 5510 sayılı Yasanın 96. maddesine dayanılarak iadesi istemine ilişkin olduğu, boşanılan eşle fiilen birlikte yaşamanın gerçekleştiği gerekçesiyle yersiz ödenen aylıkların iadesine yönelik Karaman İş Mahkemesinin 2012/322 Esas ve 2014/154 karar sayılı kararının 10. Hukuk Dairesinin 2014/16050 Esas ve 2014/21820 karar sayılı kararı ile 31.10.2014 tarihinde onandığı, davalının boşandığı eşi ile birlikte yaşadığının tespit edildiği bu sebeple davalının annesinin üzerinden davalı adına ödenen sağlık giderlerinin iadesi gerektiği, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdırS O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 03.11.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.