Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 21811 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17226 - Esas Yıl 2014
Mahkemesi : 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 13.03.2014Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davacı vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, 08.03.2010 tarihli iş kazasında ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan zararın, davalı işverenlerden 5510 sayılı Yasanın 12.ve 21.maddeleri uyarınca teselsülen tahsili istemine ilişkindir.Mahkemece, davalı alt işveren ... %10, davalı alt işveren ... %20, davalı asıl işveren ... %60 ve ölen kurum sigortalısı %20 kusurlu bulunmuş, gerçek zarar hesabı yapılmaksızın davaya konu artışlı gelir ile cenaze giderinin %80 kusur karşılığı yönünden istemin kabulüne karar verilmiştir. Mahkemenin hükmü eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.1-5510 sayılı Kanunun “İş Kazası ve Meslek Hastalığı ile Hastalık Bakımından İşverenin ve Üçüncü Kişilerin Sorumluluğu” başlıklı 21. maddesine göre; İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. Anılan madde ile tazmin sorumlularının Kurum karşısındaki sorumluluğu bir tavanla sınırlandırılmış olup, bu sorumluluk “...sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı…” bulunmaktadır. Maddenin açık hükmü karşısında; ilk peşin sermaye değerli gelirin, Kurum yararına tazmini mümkün kısmının belirlenebilmesi için gerçek zarar tavan hesabı yapılması zorunluluğu bulunmakta olup; Mahkemece, bilirkişiye gerçek zarar tavan hesabı yaptırılarak, ilk peşin değerle karşılaştırılması sonucu düşük olanın kusur karşılığına isabet eden miktarına karar verilmesi gerekirken, gerçek zarar hesabı yapılmaksızın, ayrıca bağlanan gelirin ilk peşin değeri belirlenmeksizin artışları içeren tutar üzerinden karar verilmesi hatalıdır.Kuşkusuz bu belirlemeler yapılırken, davaya konu gelirler yönünden, hükmü temyiz etmeyen davalı ... yönünden davacı kurum lehine oluşabilicek usuli kazanılmış hak durumu da dikkate alınmalıdır.2-Mahkemenin kusur incelemesine ilişkin hükmü de eksik incelemeye dayalıdır.Çünkü, hükme esas kusur raporuyla davalı alt işveren... %10, davalı alt işveren ... %20, davalı asıl işveren ... %60 ve ölen kurum sigortalısı %20 kusurlu bulunarak toplam %80 davalılar kusuru üzerinden hareketle sonucua gidilmiş ise de, anılan davalıların toplam kusurunun %90'a ilaveten sigortalıya da ayrıca %20 kusur verildiğinin anlaşılması karşısında, davaya konu iş kazasına ilişkin varsa ceza dosyası da usulünce celbedilerek yeniden alınacak kusur raporu sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi hatalıdır.Mahkemece; yukarıda açıklanan maddi ve hukuki ilkeler uyarınca karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde,hükmü temyiz eden tarafların bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ... ve ...'ye iadesine, 10.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.