Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21391 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 16419 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi : Kahramanmaraş 1. İş Mahkemesi Tarihi : 04.02.2014No : 2012/234-2014/56Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1-) Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-) 01.03.1985 – 30.03.1985 döneminde 506 sayılı Kanun hükümleri kapsamında tescilli bulunan davalı işverene ait işyerinde 01.03.1985 günü çalışmaya başladığı yönünde davacı hakkında düzenlenen işe giriş bildirgesinin yasal hak düşürücü süre içerisinde aynı yıl davalı Kuruma verilmesine karşın başkaca sigortalılık bildirimlerinin gerçekleştirilmediği, işverence dönemsel sigorta primleri bordrosunun düzenlenmediği, Emniyet Müdürlüğü görevlilerince yapılan araştırmada çalışma hakkında bilgi ve görgüsüne başvurulabilecek hizmetin geçtiği belirtilen işyeri ile aynı çevrede faaliyet yürüten diğer işyerleri işveren veya çalışanlarının belirlenemediği anlaşılmakta olup 01.03.1985 – 01.06.1985 tarihleri arasında hizmet akdine tabi olarak geçen çalışmaların tespitine ilişkin davada mahkemece yapılan yargılamada 1 tanık dinlendikten sonra iddianın kanıtlanamadığı gerekçesiyle istem reddedilmiştir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır. Yukarıdaki açıklamalar ışığında 2012 yılında açılan dava değerlendirildiğinde mahkemece gerekli inceleme ve araştırmanın yapıldığı anlaşılmakla; taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönemden yaklaşık 27 yıl sonra davanın açılması, dönemsel sigorta primleri bordrosu düzenlenmemekle ve tanıklık edebilecek aynı çevrede faaliyet yürüten işverenler veya çalışanlar saptanamamakla birlikte bilgi ve görgüsüne başvurulan tanığın aydınlatıcı ve net anlatımları, yargılama aşamasında işverenin davayı kabulü ve bu doğrultuda çalışmayı doğrulayan beyanı, davacıya ait olduğu belirlenen ve 1 günlük hizmetin varlığı yönünde güçlü kanıt niteliğinde olan işe giriş bildirgesinin düzenlenmiş bulunması ve tüm dosya kapsamı dikkate alındığında, 01.03.1985 tarihi yönünden fiili çalışma olgusunun kanıtlandığı belirgindir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu davanın tümden reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 30.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.