Mahkemesi : Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 19.10.2015Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamda belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Davanın yasal dayanağı talep dönemi itibariyle 506 sayılı Yasanın 79/10. maddesi ve 5510 sayılı Kanunun 86. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar, kamu düzeni ile ilgili olduğundan, özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde, kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.Somut olayda davacının murisinin 15/08/2012 -15/03/2013 tarihleri arasında sürekli ve kesintisiz olarak davalı işveren nezdinde çalıştığının tespitini istediği davada, Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.Mahkemece yukarıda değinilen bilgiler dahilinde, davacının gösterdiği delillerle yetinilmeyip, kendiliğinden araştırma yapılarak davacının çalışmasının gerçekliği, işin kapsam ve niteliğiyle süresinin belirlenebilmesi amacıyla, öncelikle davalı şirketin 31.07.2013 tarihinde Kanun kapsamına alındığı, bu itibarla kabul edilen dönemde şirketin henüz kapsam dahilinde bulunmadığı dikkate alınarak, lüzumuna göre davalı şirketin, Oda kaydı,vergi mükellefiyeti, ruhsat tarihi usulünce araştırılıp işyerinin fiilen faaliyete geçtiği tarih tespit edilerek bu hususun fiili ve gerçek çalışma yönünde ortaya koyduğu tereddüt titizlikle irdelenmeli; re'senseçilecek bordro tanıkları ile aynı çevrede işyeri olan işveren ya da bu işverenlerin çalıştırdığı bordrolara geçmiş kişiler ilgili kolluk ve kurumdan sorulmak suretiyle saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, bunların bulunmaması halinde komşu evlerde, işyerinde yaşayanlar yine kolluk araştırması ile tespit edilerek bilgi ve görgülerine başvurulmalı; sigortalının kayıtlarda gözükmeyen çalışmalarının hangi nedenlerle kayıtlara geçmediği ya da bildirim dışı kaldığı hususu ile davacıya ödemelerin nasıl yapıldığı, çalışma gün ve saatleri gereğince yeterince araştırılmalı ;dinlenen tanık beyanları arasında çelişki bulunması halinde bu çelişki giderilmeli ; böylece gerekli tüm soruşturma yapılarak uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip, deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.Mahkemece, belirtilen maddi ve hukuki esaslar göz önünde tutulmadan eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O halde; davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 16.02.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.