Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20740 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 24379 - Esas Yıl 2014





Dava, alacak istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Davalı Kurumca yapılan kontrol ve incelemede, tedavileri davacı sağlık hizmet sunucusu tarafından yapılan 2 adet sigortalı yönünden, Sağlık Uygulama Tebliği ile taraflar arasında düzenlenen Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi hükümlerine aykırılık saptanması üzerine tedavilere ait fatura bedellerinin ödenmediği anlaşılmakta olup söz konusu giderlerin yasal faiziyle birlikte tahsiline ilişkin olarak işbu dava açılmıştır. 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 1. maddesinde, İş Kanununa göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen 2. maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanununa dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi ile görevli olarak gerek görülen yerlerde iş mahkemeleri kurulacağı, bu mahkemelerin, İşçi Sigortaları Kurumu ile sigortalılar veya yerine kaim olan hak sahipleri arasındaki uyuşmazlıklardan doğan itiraz ve davalara da bakacağı belirtilmiş, 506 sayılı Kanunun 134. ve 1479 sayılı Kanunun 70. maddelerinde, bu Kanunun uygulanmasından doğan uzlaşmazlıkların, yetkili iş mahkemelerinde veya bu davalara bakmakla görevli mahkemelerde görüleceği açıklanmış, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 101. maddesinde de bu Kanunda aksine hüküm bulunmayan durumlarda, bu Kanun hükümlerinin uygulanmasıyla ilgili ortaya çıkan uyuşmazlıkların iş mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmıştır. Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında dava değerlendirildiğinde, taraflar arasındaki hukuki ilişki, çekişmenin niteliği ve hukuki sebebi dikkate alındığında, sözleşmeye dayalı uyuşmazlığın temel çözümünde sınırlı yetki ile donatılmış iş mahkemelerinin görevi bulunmamakta, bu tür davalar genel mahkemelerin görev alanı içerisine girmektedir. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu işin esasına girilerek karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının isteği durumunda davacıya geri verilmesine, 26.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.