Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 20700 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24248 - Esas Yıl 2013
Mahkemesi : Pazarcık 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 14.03.2013No : 2012/310-2013/235Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.Hükmün davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 74’üncü maddesinde, Medeni Kanun ile belirtilen hükümler saklı olmak üzere, hâkimin her iki tarafın iddia ve savunmalarıyla bağlı bulunduğu, ondan fazlası veya başka bir şey hakkında karar veremeyeceği belirtilmiş, 01.10.2011 günü yürürlüğe girerek 1086 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Taleple bağlılık ilkesi” başlığını taşıyan 26'ncı maddesinde de, hâkimin, tarafların istem sonuçlarıyla bağlı olduğu, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremeyeceği açıklanmış olmakla, hukuk yargılamasına “istemle bağlılık” ilkesi egemen kılınmıştır.Eldeki davada ise, davalı Kurumca, davacı hakkında 2010/93 sıradan başlayarak 2010/145 sıraya kadar ödeme emirleri düzenlendiği, davacı adına düzenlenmiş olanlarla birlikte ve adının geçmediği ödeme emirlerinin de bulunduğu, davacının ise dava dilekçesinde, sadece, 2010/11143–11144–11145 ve 11146 sayılı ödeme emirlerinin iptalini istediği anlaşılmakta olup; mahkemece, öncelikle HMK’nın 31. maddesi gereği isticvap edilerek davacının talebinin net olarak açıklattırılması ve sonucuna göre, davalı Kuruma karşı borçlu olup olmadığının belirlenmesi ve bu aşamada da, konusunu idari para cezası oluşturan ödeme emirlerinden dolayı idari para cezalarına karşı süresinde yasal prosedürün uygulanıp uygulanmadığı, başka bir deyişle, usulüne uygun tebliğe rağmen 506 sayılı Yasanın 102’nci maddesinde belirltilen prosedür çerçevesinde itiraz edilmemiş idari para cezalarının da kesinleşerek ödeme emirlerine konu edilebileceği dikkate alınmalı ve sonucuna göre her bir ödeme emrinin, konusu ve borç dönemini ve bu kapsamda zamaşımına uğrayıp uğramadığını ve sorumluluğunu 506 sayılı Yasanın 80 ve 6183 sayılı Yasanın mükerrer 35’inci ve 102’nci maddeleri çerçevesinde, ayrı ayrı irdeleyen, uzman bilirkişiden bir rapor aldırılmak suretiyle hüküm kurulması gerekirken, talebi aşacak şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O halde, davalı Kurum avukatnın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları nazara alınmalı ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 27.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.