Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20535 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20678 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Bandırma 1. Asliye Hukuk (İş) MahkemesiTarihi : 18.06.2015No : 2014/511-2015/287Dava ve birleşen davalar rücûan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtilen gerekçelerle davalı limited şirket yönünden davanın reddine diğer davalı A.Ş. yönünden davanın ve birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava; 14.06.2009 tarihinde meydana gelen iş kazasında sürekli iş göremez duruma giren sigortalıya ödenen geçici iş göremezlik ödemeleri ve tedavi gideri nedeniyle, birleşen davalar ise sigortalıya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan Kurum zararının davalılardan teselsülen tahsili istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı, olay tarihinde (meslek hastalığının belirlendiği) yürürlükte bulunan ve 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunudur.Öneki bozma ilâmında: "B...... D...... E...... Ç.... S..... inşaatının yapımı sırasında, K...... Y.... End ve Tic A.Ş.'de kalıp ustası olarak çalışan sigortalı beton kalıbın dış yüzey kalıbını sökmeye çalışırken 6 metre aşağıya düşerek sürekli iş göremez duruma girmiş olup, davada çözümlenmesi gereken ilk husus davalı A...&E... E.... Sis. İnş. Ltd. Şti. (eski ünvanı A..-T..... E..... Sis. Ltd. Şti.) ile K..... Yapı End. ve Tic. A.Ş. arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinin belirlenmesidirMahkemece, davalılar arasındaki sözleşme hükümleri ve özellikle sözleşmenin 25. maddesine dayanılarak davalı A...-T.... E....'nin işi tümüyle devretmediği ve asıl işveren sıfatını haiz olduğu kabul edilmiştir.5510 sayılı Kanunun 12’nci maddesinde “alt işveren” olarak, mevzuat, öğreti ve içtihatlarda ise aracı, taşeron, tali işveren, alt müteahhit ve alt ısmarlanan gibi adlarla anılan üçüncü kişi, aynı maddede; “Bir işverenden, işyerinde yürüttüğü mal veya hizmet üretimine ilişkin bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde, iş alan ve bu iş için görevlendirdiği sigortalıları çalıştıran üçüncü kişi” olarak tanımlanmıştır. Anılan madde hükmüne göre; “sigortalılar üçüncü bir kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bunlarla sözleşme yapmış olsalar dahi, asıl işveren bu Kanunun işverene yüklediği yükümlülüklerden dolayı alt işveren ile birlikte sorumludur.” Anılan maddeye göre asıl işverenin Sorumluluğu kusursuzluk ilkesine dayanmaktadır.Asıl işveren taşeron ilişkisinin varlığı için öncelikle işin başka bir işverenden alınmış olması, bir başka ifade ile asıl işverenin işverenlik sıfatına devredilen iş dolayısıyla sahip olması, asıl işyeri ya da işyerinden sayılan yerlerde kendi adına işçi çalıştırıyor olması gerekir. İşin belirli bir bölümünde değil de tamamının bir bütün halinde, ya da, bölümlere ayrılarak başkalarına devredildiği, işten bu yolla tamamen el çekildiği, sigortalı çalıştırılmadığı için işveren sıfatının haiz olunmadığı durumda ise, bunları devralan kişiler alt işveren, devredenler de asıl işveren olarak nitelendirilemeyecektir. Aracı sıfatının kazanılmasında, diğer koşullar ise asıl işverenden istenilen işin, asıl iş, ya da, işyeriyle ilgili işin bir bölümünde veya işyeri eklentilerinde alınmış olması ve bu işte işi alanın kendi işçilerinin çalıştırılması ve bu nedenle de işveren sıfatına sahip olunmasıdır. Asıl işverenle, aracı arasındaki sözleşmenin hukuki niteliğinin önemi yoktur. Önemli olan yön, asıl işverene ait işin aracı tarafından yapımının sağlanmasıdır. İşverenden alınan iş, işverenin sigortalı çalıştırdığı işe göre ayrı ve bağımsız bir işyeri olarak değerlendirilebilecek nitelikte ise, işi alan kimse aracı değil, bağımsız işverendir.Mahkemece, her iki davalının faaliyet konuları arasında inşaat işlerinin olması, davalılar arasındaki sözleşmenin 25. maddesine göre, işleri koordine edecek proje müdürünün A...-T.... şirketi tararfından atanması ve proje müdürünün yetkilerinin genişliği ve A....-T.... şirketinin gerekli gördüğü personeli uzaklaştırma yetkisinin bulunması gözetilerek, A....-T.... şirketinin ihale makamı olmadığı, asıl işveren olduğu sonucuna varılmıştır.Ancak taraflar arasındaki sözleşmenin 25 maddesi incelendiğinde proje müdürünü n temin ve istihdamının Kalemci Yapı Şirketine ait olduğu gibi gerekli görülen personelin işten uzaklaştırma yetkisi ve işin her aşamasının sıkı bir şekilde denetlenmesi de de tek başına asıl işverenlik sıfatını kazandırmaz. Sözleşme hükümlerinde, işin kalitesi ve işyeri disiplini amacıyla bir kısım hükümlerin yer alması, asıl işverenlik sıfatını doğuracak, işi alanın bağımsız işveren kimliğini ortadan kaldıracak bir etmen olmayıp, proje ve teknik şartnameye uygunluğunun saptanabilmesi amacına yönelik olduğu kabul edilmelidir.Hal böyle olunca, iş sahibi E.... E.... Ü.... A.Ş. ile yabancı konsorsiyum ve A...-T..... E.... Ş.... arasında yapılan sözleşmeler de dahil olmak üzere, tüm sözleşme hükümleri incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi " gerektiği öngörülmüş olup, Mahkemece; sigortalının işverene karşı açtığı tazminat davasının akıbetini de araştırılmak suretiyle, konusunda ve işçi sağlığı ve iş güvenliği uzmanı bilirkişilerden; yukarıda belirtilen maddi ve hukuki olgular çerçevesinde doğalgaz çevrim santrali yapımına ilişkin tüm sözleşme hükümlerinin irdelendiği, tarafların sıfat ve aidiyetin belirleyen kusur raporu alınarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken,kusur raporu alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi Usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmü BOZULMASINA, 25.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.