Mahkemesi :Ankara 4. İş MahkemesiTarihi :24.09.2014No :2007/1017-2014/834Dava, rücuen tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.Hükmün, taraflar avukatları tarafından temyizi üzerine temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.Dava, trafik kazası sonucu ölen sigortalının hak sahiplerine bağlanan ölüm aylıkları ve cenaze gideri nedeniyle uğranılan Kurum zararının 1479 sayılı Yasa'nın 63. maddesi uyarınca teselsülen tahsili istemine ilişkindir.Anayasa'nın 36'ncı maddesine göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Adil yargılanma hakkı hak arama özgürlüğünün uygulamaya yönelik uzantısı niteliğindedir. Ayrıca 6100 sayılı HMK'nın 27'inci maddeleri uyarınca taraflar dinlenmeden, iddia ve savunmalarını beyan etmeleri için davet edilmeden hüküm kurulması savunma hakkının kısıtlanması niteliğinde olduğundan adil yargılanma hakkı ve hukuki dinlenilme hakkına aykırıdır.7201 sayılı Kanun'un 28. maddesi gereğince; kendisine tebligat yapılamayan ve ikametgahı, meskeni veya işyeri de bulunmayan kimsenin adresi meçhul sayılır. Adresin meçhul olması halinde keyfiyet, tebliğ memuru tarafından mahalle veya köy muhtarına şerh verdirilmek suretiyle tespit edilir. Bununla beraber, tebliğ çıkaran mercii lüzum görürse, muhatabın adresini resmi veya hususi müessese ve dairelerden veya zabıta vasıtası ile tetkik ve tespit ettirebilir.Bu araştırmalardan sonra ilanen tebligatla ilgili işlemlerin nasıl yapılacağı ise, Tebligat Kanunu'nun 29 ve 30., ilanen tebligatın yapıldığı tarih itibariyle yürürlükte bulunan Tebligat Tüzüğü'nün 46 ve 47. maddelerinde düzenlenmiştir. Tebliğle ilgili 7201 sayılı Kanun ve Tüzük hükümleri tamamen şeklidir. Gerek tebliğ işlemi, gerekse tebliğ tarihi, Kanun ve Tüzükte emredilen şekillerle ispat olunabilir. Söz konusu Kanun ve Tüzüğün bu konuda etkili önlemler almış olmasının tek amacı tebliğin muhatabına ulaşmasını ve onun tarafından kabul edilmesini sağlamaktır. Bu durumda./..Tebligat Kanunu'nda ilana ilişkin 28. madde ve Tebligat Tüzüğü’nün 46. maddelerindeki hükümlere uyularak çok yönlü araştırma (resmi ve nüfus müdürlüğü gibi yerlerden) yapılarak, bundan sonuç alınmaması halinde son çare olarak ilanen tebliğe gidilmesi gerekir.Dosya kapsamına göre, davalı İ.. K..'ın araç ruhsatı üzerinde kayıtlı adresine dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı, bila tebliğ dönmesi üzerine, zabıta marifetiyle bilinen en son adresinde adres araştırması yaptırıldığı, adresinin tespit edilememesi üzerine ilanen tebligat yapıldığı, yapılan araştırmanın Tebligat Kanunu ve Tüzükte öngörülen nitelikte olmadığı ve ilanen tebligat koşulları oluşmadan tebligat yapılarak, işin esasına girişilmesi ve davalıya savunma hakkı tanınmadan hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.O halde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlan kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ:Temyiz edilen hükmün sair yönleri incelenmeksizin yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılara iadesine, 24.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.