Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20302 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18568 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir. Mahkeme, ilâmında belirtildiği üzere davanın kabulüne karar vermiştir. Hükmü, davalılardan ... Başkanlığı vekili ve ti. temyiz etmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. 5510 sayılı .... Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesi uyarınca davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir. Anılan Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere, “sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur.Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re’sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.Davacılar, murislerinin davalı işverenler yanında .... ...Demiryolları yol yapımı işinde..... ve .... Şti.'nden oluşan konsorsiyum taşeronu olan davalı .... Taş. Oto. Hay. Orm. Ür. Tic. ve San.Ltd. Şti. işçisi olarak 06.04.2011-30.08.2011 tarihleri arasında çalıştığının tespitine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, davanın kabulü ile; ilamda belirtildiği şekilde davacılar murisinin 06.04.2011-30.08.2011 tarihleri arasında asgari ücretle davalı .... Taş. Oto. Hay. Orm. Ür. Tic. ve San.Ltd. Şirketinde çalıştığının tespitine, diğer davalı şirketlerin oluşturduğu konsorsiyum hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir. Mahkemece, yapılan araştırma ve inceleme, hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Öncelikle, davalı .... Taş. Oto. Hay. Orm. Ür. Tic. ve San.Ltd. Şti. tarafından verilen cevapta; 17.01.2011-31.07.2011 tarihleri arasında Yozgat hızlı tren inşaatı işinde taşeron firma olduklarının belirtilmesi, dosya içerisinde yer alan dönem bordrolarında tüm çalışanların 31.07.2011 tarihinde işten çıkışlarının bildirildiğinin anlaşılması karşısında, işin hangi tarihte bittiğinin belirlenebilmesi için bu hususta davalı şirkette bulunan sözleşme veya belgeler getirtilerek, davalı şirketin işin 31.07.2011 tarihine kadar yapıldığı iddiası araştırılmalıdır. Diğer taraftan 506 sayılı Kanunun “İşveren ve işveren vekilinin tarifi” başlığını taşıyan 4’üncü maddesinde; işveren, bu Kanunun uygulanmasında 2’nci maddede belirtilen sigortalıları çalıştıran gerçek veya tüzel kişiler olarak tanımlanmış, “Üçüncü kişinin aracılığı” başlıklı 87’nci maddesinde de; bir işte veya bir işin bölüm veya eklentilerinde işverenden iş alan ve kendi adına sigortalı çalıştıran üçüncü kişiye aracı deneceği belirtilerek, sigortalıların üçüncü kişinin aracılığı ile işe girmiş ve bununla sözleşme yapmış olsalar bile, bu Kanunun işverene yüklediği ödevlerden dolayı, aracı olan üçüncü kişi ile birlikte asıl işverenin de sorumlu olduğu açıklanmıştır. Maddede “aracı” olarak nitelenen üçüncü kişi; sözleşmelerde, mevzuatta, öğretide, yargı kararlarında, alt işveren veya taşeron gibi adlarla da anılmaktadır. Anlaşılacağı üzere kanun koyucu tarafından yapılan bu düzenlemeyle asıl işveren, anılan Kanun bakımından söz konusu çalışma ilişkisi çerçevesinde, alt işverence çalıştırılan sigortalılara karşı olan tüm ödevlerinden sorumlu tutulmuş, böylelikle gerek sigortalıların, gerekse sigortalılara verilecek sosyal güvenlik haklarını uygulayan Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın hak ve alacakları güvence altına alınmıştır. Anılan dava ile sigortalı, çalışma sürelerinin saptanmasının yanı sıra, bu sürelere ait primlerin de her iki işverence Kuruma ödenmesini amaçladığından ve davada elde edilecek kesinleşmiş hüküm doğrultusunda sigorta primlerinin Kurumca alınması söz konusu olacağından, davanın asıl işverenin de hak alanını ilgilendirdiği belirgindir ve sonuç itibarıyla bu tür hizmet tespiti davalarında sigortalıyı çalıştıran aracı - alt işverenle birlikte asıl işverenin de taraf sıfatının varlığı kabul edilmelidir. Ancak,yargılama sonunda kurulacak hükümde sigortalıyı çalıştıran işveren (aracı – alt işveren) özellikle belirtilip, sigorta primleri yönünden alt işveren ile asıl işverenlerin teselsül hükümlerine göre sorumlu olduğunun açıklanması gerekmektedir. Bu açıklamalar ışığında, Mahkemece, davalı ...d. Şti.'nden oluşan konsorsiyum ile davalı .... Taş. Oto. Hay. Orm. Ür. Tic. ve San.Ltd. Şti. arasında asıl işveren – alt işveren ilişkisi irdelenmeli, yukarıda açıklanan bütün deliller toplandıktan sonra, yapılacak değerlendirme sonucu, belirtilen hususlar gözönünde bulundurularak bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.2-)Kabule göre de; Davalı şirketlerin oluşturduğu konsorsiyum hakkında davanın reddine karar verilmesi gerekirken, işveren statüsü bulunmadığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesi isabetsizdir. Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.O hâlde, davalılardan ... Başkanlığı vekili ve.... Ltd. Şti.'nin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ... Ltd. Şti.'ne iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.