Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20295 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 17758 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Ankara 7. İş Mahkemesi Tarihi : 28.11.2014No : 2011/455-2014/1141Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.Hükmün, davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerekçelere göre sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.2- Davacı, davalıya ait işyerinde 30.12.1989-30.04.1990 tarihleri arasında çalıştığının tespitini istemiş, mahkemece, davalı işveren tarafından davacı eşiyle ilgili bordro tanzim ederek kuruma ibraz etmemesi, tanıkların beyanlarının yeterli ve inandırıcı görülmemesi, öte taraftan işe ilk giriş bildirgesi aslı getirtilmek suretiyle davacının imzası ile işe ilk giriş bildirgesindeki mevcut sigortalı imzasının mukayesesi yaptırılmış olup, bilirkişinin 14.07.2014 tarihli raporunda sözkonusu imzaların davacının el ürünü olup olmadığı konusunda herhangi bir saptamada bulunulmaması, davacının iddiasını somut delilleriyle kanıtlayamaması gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Yasa'nın 79/10. maddesi olup bu tür sigortalı hizmetlerin tespitine ilişkin davaların, kamu düzeniyle ilgili olduğu ve bu nedenle de özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğu açıktır. Bu çerçevede, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde resen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.İncelenen dava dosyasında, davacı adına davalı tarafından ........ sicil sayılı işyerinden verilen 30.12.1989 tarihli işe giriş bildirgesi mevcut olup, davalı kuruma 30.01.1990 tarihinde intikal ettiği, işe giriş bildirgesindeki bilgilerin davacıya ait kimlik bilgileri ile uyumlu olduğu, talep konusu dönemde davalı işyerinin kanun kapsamında bulunduğu, verilen işe giriş bildirgesinin geçersizliğinden söz edilemeyeceği, bu halde, mahkemece hizmet süresinin reddi yönünde verilen karar yerinde ise de, 30.12.1989 tarihli işe giriş bildirgesinin varlığı karşısında, davacının 1 günlük hizmet süresini ispatladığının kabulü gerektiği anlaşılmaktadır. Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 23.11.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.