Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20108 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17360 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Kocaeli 1. İş MahkemesiTarihi :11.02.2014No :2006/362-2014/32 Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davalı İ..Müh. Müş. Tamir Çelik San. Tic. Ltd. Şti. aleyhine açılan davanın reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum ile davalılardan A.. İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., K.. İnş. Tes. Mad. Nak. Tur. Tic. ve San. Ltd. Şti. avukatları ve İdes İnş. Kalıp San. ve Tic. Ltd. Şti., İ.. S.. tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ..tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum ve davalılardan A..İnş. San. ve Tic. Ltd. Şti., K.. İnş. Tes. Mad. Nak. Tur. Tic. ve San. Ltd. Şti. vekillerinin ve İ.. İnş. Kalıp San. ve Tic. Ltd. Şti.'nin tüm temyiz itirazlarının reddi gerekir.2-Davalı İ.. S..'in temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. madde hükmünde, çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme yanları dinlemeden, onların iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Onun içindir ki, davetin ve özellikle yazılı şeklin davadaki önemi büyüktür. Gerek tebliğ işlemi, gerekse tebliğ tarihi, yasa ve tüzükte emredilen şekillerle kanıtlanabilir. Buradaki tek amaç, tebliğin muhatabına ulaşmasını ve onun tarafından kabul edilmesini sağlamaktır. Zira yazılı tebligat, davaya ilişkin işlemleri, o dava ile ilgili kişilere bildirmek için yapılan bir belgelendirme işlemidir. O halde, yasa ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.Bazı maddeleri dışında 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 3. maddesi ile değişik 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun 10/2. maddesine göre “bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”; yine, 6099 sayılı Kanunun 5. maddesi ile 7201 sayılı Kanunun 21. maddesine eklenen ikinci fıkrasına göre, “gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”; ayrıca, 6099 sayılı Kanunun 9. maddesi ile değişik 7201 sayılı Kanunun 35. maddesinin ikinci fıkrasına göre, “adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.” düzenlemelerine yer verilmiştir.Dosya kapsamına göre, davalı İlhan’a bilirkişi raporunun tebliği için dava dilekçesinin tebliğ edildiği adrese çıkan davetiyenin adres bırakmadan ayrıldığından iadesi üzerine; bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi ve giderek gıyabi hükmün aynı adrese Tebligat Kanunun 35. maddesine göre tebliğ edildiği, adres kayıt sisteminde kayıtlı adresinin araştırılmadığı, davalının “gıyabi hükmü tesadüfen öğrendiği, tebligatların iadesi üzerine adres kayıt sisteminde kayıtlı adresinin araştırılmadığı, savunma hakkının kısıtlanmış olduğu” gerekçesi ile hükmü temyiz ettiği anlaşılmaktadır.Bu durumda, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, ıslah dilekçesinin tebliğinin Tebligat Kanunun 21. ve 35. maddelerine uygun yapılmadığı, buna göre davalının savunma hakkının kısıtlanmış olduğu belirgin olup, Mahkemece, davalının ıslaha karşı savunma ve delilleri sorularak dosya kapsamı birlikte değerlendirildikten sonra karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O halde, davalılardan İ.. S..'in bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davalılardan İ.. S..'e iadesine 21.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.